“Demokrasi İçin MANİFESTO:
DİREN”, aslında son kitabımın
adı.
Parlamenter Demokrasiyi
sonlandıran ve “Partili Cumhurbaşkanı Hükümet
Sistemi” gibi adı bile ucube olan bir rejimi
zorla kabul ettiren, ne yasal ne de meşru
olan bu “Mühürsüz” Halkoylaması sonrasında bu
kitabımdan bazı alıntılar yapmak
istiyorum.
Çünkü Demokrasi Kültürü’nü hazmetmemiş
toplumumuzda, “DİRENMEK” sözcüğünün anlamı bile
çarpıtılıyor...
Özellikle de son yıllarda AKP tarafından pompalanan çatışma kültürü
çerçevesinde, “DİRENMEK” eylemi ve söylemi, derhal kaba
kuvvetle bastırılmak ve susturulmak isteniyor....
Oysa, barışçı ve meşru yollarla,
Demokratik olarak “DİRENMEK” hak ve
özgürlüğü, Temel İnsan Hak ve Özgürlüklerinin
en başında gelen “İfade Özgürlüğünün” ve
elbette bunun bir parçası olan “Muhalefet
Özgürlüğünün” bir tezahürü, bir
dışavurumudur!
***
“Uçurumun tam kenarındayız.
Korkulu ve umutsuz gözlerle aşağı
bakıyoruz.
Aşağısı karanlık.
Aşağısı kan ve gözyaşı dolu.
Aşağıda Ortaçağ karanlığının acımasız totaliter anlayışı
egemen.
Birbirini gırtlaklayan, çarmıha gerilen, kazığa oturtulan, yakılan,
işkence edilen insanların çığlıkları yukarı ulaşıyor.
Korkulu ve umutsuz gözlerle aşağı bakıyoruz.
Kan ve gözyaşı belleklerimizde.
Çığlıklar kulaklarımızda.
Ya, yasalar çerçevesinde, barışçı
yöntemlerle, Demokratik olarak, Demokrasi
için:
DİRENECEĞİZ...
YA DA UÇURUMDAN AŞAĞI
YUVARLANIP, ‘DEMOKRASİ RUHUYLA’ BİRLİKTE YOK
OLUP GİDECEĞİZ!” (GİRİŞ,
ss.9-10)
***
“Dünyanın ve Türkiye’nin Üzerinde Bir
Ruh Dolaşıyor...
‘Demokrasi Ruhu’:
Binlerce yıllık insanlık tarihinden süzülüp gelen, milyonlarca
insana umut ve mücadele gücü vermiş, vermekte ve verecek olan bir
ruh bu.
Özgürlüğün ruhu...
Aklın ruhu...
Bilimin ruhu...
Dayanışmanın ruhu...
Empatinin ruhu...
Adaletin ruhu
Birlikte mutlu yaşamanın ruhudur bu!” (DEMOKRASİ
RUHU, s.11)