DİE, bir zamanların uzmanlığı ve dürüstlüğü ile
ün yapmış olan efsane devlet kurumu “Devlet İstatistik
Enstitüsü”.
DPT, ülkenin planlı hızlı ve dengeli kalkınması
için kurulmuş, en nitelikli beyinleri istihdam eden Devlet Planlama
Teşkilatı.
1960’lı yıllarda DPT’de ve DİE’de işe girmek her üniversite
mezununun hayaliydi:
Bu kurumlar hem çok önemli işlevler yerine getirir hem de öteki
devlet kurumlarına göre daha yüksek maaş verirlerdi.
Bu kurumlara girmek için hiçbir torpilin işe yaramadığı, çok zor
sınavlardan geçmek gerekirdi.
Dışişleri Bakanlığı, Merkez Bankası ve Hazine ile birlikte bu
kurumlar (üniversiteleri ve yargıyı da unutmadan) Türkiye’yi
“Çağdaş uygarlık düzeyine taşıyacak” olan kuruluşlar olarak
düşünülürdü.
Dünyanın en çağdaş, en demokrat, bugün
için bile en ileri anayasalarından biri
olan 1961 Anayasası, önce seçimde tam
adaleti ve temsili sağlayacak olan
“Milli Bakiye” sistemini getirmişti.
Hem üniversitelere özerklik vermişti.
Demokrat Parti’nin kendi emrine aldığı yargıyı
bağımsızlaştırmıştı.
TRT’yi özerk bir statüye kavuşturmuştu.
DPT’yi kurmuştu.
Grev hakkını getirerek sendikaları güçlendirmişti.
Demokrat Parti’nin Ocak- Bucak başkanlarının kölesi durumuna
düşürülen valileri, kaymakamları ve öteki devlet memurlarını iş
güvencesine kavuşturmuştu.
Basına güvenceler getirmişti.
İşte...