Sevgili okurlarım, dün
Hacettepe Üniversitesi’nde,
değerli bir bilim insanının
anısına düzenlenen bir toplantıda
konuştum:
Aziz dostum Prof. Selâhattin
Ertürk, yalnız bir felsefeci değil,
aynızamanda bir eğitimci ve bir
dilciydi.
Türkiye’nin bir “Tek Adam Anayasası” yaparak bütün
sorunlarından kurtulacağı yanılsamasıyla bir Referanduma
götürüldüğü bu bunalımlı günlerde yine sevgili
dostumun “Diktacı Tutum ve Demokrasi” adlı enfes
kitabını anlattım bu konuşmamda.
***
Ertürk, gerçek Demokrasinin
ancak ortak akılla ve “planlı
denemecilik”yöntemi ile gelişeceğini
düşünür:
“Demokrasiye, kendi kendini etkili bir biçimde düzeltme
özelliği kazandıran,planlı denemecilik
yöntemidir. Kendimizi ‘deneme yanılma’nın
getireceğisonuçların lütfuna bırakırsak, katı tutuculuğun
inadına teslim edersek, ya da modern sihirli değnek
edebiyatına kaptırıp ihtilâlci el atmalara fırsat ve
meydan verirsek, gelebilecek değişmeler, ya doyurucu olmaz, ya
da öldürücü olabilir” diyor.
***
Kitabında demokrasi
kavramını, demokrasinin rakipleri ve
düşmanları ile karşılaştırmalı olarak ele
alıyor.
Çok anlamlı bir “Giriş” bölümünden sonra şu mukayeseli
irdelemeler var:
“Direnen Tehlike: Dogmatizm.
Demokraside Bunalımlar ve Diktacı Yönelimler.
Diktacı Tutum ve Tanrı Buyruğu.
Diktacı Tutum ve Gelenek.
Diktacı Tutum ve Sezgi.
Diktacı Tutum ve Akıl.
Diktacı Tutum ve Bilim.
Diktacı Tutum ve Felsefe.
Diktacı Tutum ve Mutlakçılık.
Diktacı Tutum ve ‘Otorite’.
Diktacı Tutum ve İnsan.”
Ertürk bu karşılaştırmalı irdelemelerden sonra “Ortaklaşa
Düşünme veDemokrasi” adlı son bölümde, toplumdaki
sorunlarımızın çözümünün demokratik yöntem olan “Planlı
Denemecilikte” yattığını şu dört başlık altında
belirtiyor:
“Hâlâ Demokrasi.
Daha İyi Demokrasi.
Yaşayış ve Düşünme.
Demokrasinin Seviyesi.”
***