Aslında zamanı aşan ve evrensel nitelik taşıyan bir Demokratik
Manifesto biçiminde yazdığım “DİREN”, tam da bugünlerde yaşadığımız
sorunları, çelişkileri ve çözüm önerilerini yansıtıyor!
Her yazarın, toplumunun ve zamanının bir ürünü olduğu gerçeği,
benim açımdan da, “DİREN” adlı Manifestoda belirginleşiyor
galiba!
Bu Manifestodan, “DİREN”den bir bölüm daha aktarıyorum bugün!
***
“Zamanın Ruhu bir hayalettir...
Gece gündüz, sürekli sizinle olan, zihninize, yüreğinize sızmış,
hiçbir yerde sizi yalnız bırakmayan, en yalnız en mahrem
anlarınızda bile dürtükleyen, içinize işlemiş, çok güçlü bir
hayalet:
Kimi zaman iktidardır...
Kimi zaman çıkarlarınızdır...
Kimi zaman sevdikleriniz, inandıklarınız.
Kimi zaman bireysel yaşamınızdır...
Kimi zaman toplum.
Kimi zaman baskıdır, cezadır, hapistir, derisi yüzülmektir,
yakılmaktır, giyotindir...
Kimi zaman ödül.
Kimi zaman yasadır, gelenek görenektir...
Kimi zaman vicdan!
Zamanın Ruhu, adı üstünde, zaman göre değişir...
Tekçi, tekilci, tek düze bir yapıdan, zaten içinde barındırdığı,
çokçu, çoğulcu, zıtlıklarla dolu diyalektik bir yapıya dönüşür:
İlk zamanlarda totemdir...
Büyücüdür, Şamandır, aydır, güneştir...
Yiyecek, içecek, barınaktır...
Ailedir, soydur, soptur, aşirettir.
Orta zamanlarda dindir mezheptir...
Topraktır, tarımdır...
Papadır, piskopostur, engizisyondur, halifedir, şeyhülislamdır,
kadıdır, hahamdır, rahiptir, imamdır...
İmparatordur, sultandır, senyördür, beydir, ağadır.
Yakın zamanlarda, millettir, vatandır...
Fabrikadır, üretimdir, ham maddedir, pazardır...
Politikacıdır, Meclis’tir, kabinedir, başbakandır.
Günümüzde insan haklarıdır, demokrasidir...
Barıştır, refahtır, güvenliktir...
Birlikte yaşamaktır, eşitliktir, hoşgörüdür...