Değerli okurlarım, Türkiye
Parlamenter Demokrasi’ye “paydos”
deyip, Tek Adam Rejimi’ne geçeli beri bir
kâbus’tan kurtulamıyorum:
Ya başımıza Dunning-Kruger
sapmasına sahip bir yönetici gelirse
neyaparız!
Daha önce de bu sütunda sözünü ettiğim
“Dunning–Kruger sapması”,
JustinKruger ve David
Dunning adlı iki psikolog tarafından tanımlanan bir algı
ve davranış sapması, yani bir tür psikolojik
hastalıktır:
Bu hastalıkta, kişinin cehaleti ve
niteliksizliği ne kadar büyükse
kendinegüveni de o derece yüksek
olur:
***
Bu hastalığa yakalanan niteliksiz
ve cahil insanların özellikleri
şöyledir:
Dogmatiktirler, kendi inandıklarından başka bir
gerçeği kabul etmezler.
Her şeyi en iyi kendilerinin bildiklerini iddia
ederler.
Kendilerini ve kendi yaptıklarını her zaman
överler.
Her makamı kendilerine hak olarak
görürler.
Ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark
edemezler. Yani “neyi bilmediklerini
debilmezler.”
Kendileri gibi düşünmeyen herkesi azarlar,
dışlarlar.
Nitelikli insanların niteliklerini de göremez
ve anlayamazlar.
Bilgiyi, eğitimi, aşağılarlar.
Çok bağırır, çok konuşur, çok övünür, her işe
karışır, çok çalışıyor havası estirirler.
Her kararı kendileri vermek, her şeyi kendileri
halletmek isterler. Her ihtimali hesaplamış ve her şeye
hazırlıklıymış gibi davranırlar.
Üstlerine saygılı, hatta dalkavuk, astlarına
baskıcı hatta zalimdirler.
Bir gün “ak” dediklerine ertesi gün
“kara” der, ama demediklerini iddia eder, karşı çıkanları
suçlarlar.