Bugün hafta başında, Kılıçdaroğlu-İnce mücadelesinin parti ve toplum açısından tarihsel bir irdelemesini yapacağım bir yazıda sorduğum sorulardan üçüncünün yanıtına gelmiş bulunuyorum.
***
Ecevit’in Ortanın Solu Hareketi ve
“Toprak işleyenin, su kullananın” anlayışı da başarısız kalacaktı;
çünkü:
1) 1973 seçimlerinden birinci parti olarak
çıkması ve iktidara gelmesi, sola doğru artan bir seçmen desteğiyle
değil, ancak sağın, Celal Bayar tarafından
Süleyman Demirel’e karşı suni olarak bölünmesi
sonucunda gerçekleşmişti.
2) Erbakan’la koalisyon,
Demokrasi’ye inanmayan ve rejimin altını oyan bir anlayışı iktidara
ortak etmiş, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarını MSP’ye vererek,
soldan aldığı desteği de zayıflatmıştı.
3) Kıbrıs Zaferi’ni hemen siyasal kazanıma
dönüştürmek istedi; MSP ile koalisyonu çok çabuk bozdu.
4) Kıbrıs zaferinden sonra, yeni hükümet kurma
konusunda Bozbeyli tarafından
aldatıldı.
5) Toplumsal yapıyı etkileyecek hiçbir reform
yapma fırsatı bulamamıştı.
6) Yüzde 41.4’e ulaştığı 1977 seçimlerinde ise
zaten iktidar olmak için yeterli sandalyeyi kazanamamış, kurduğu
azınlık hükümeti güvenoyu alamamıştı. 1978 başında ancak büyük
ödünlerle ve transferlerle çok zayıf, çok parçalı, tutarsız bir
hükümet kurabildi.
7) Hükümet kendi içinde uyumlu olmadığı için,
Göreme Sokak’ta yeni parti programı yazılırken, seçim öncesi
belirlenen iktidar programını uygulayamadı. Hiçbir olumlu icraat
yapamadı, üstelik dünya petrol krizine de denk geldiği için,
ekonomik sıkıntılar içinde boğuldu..
8) Ülkede, dini eğitim ve gecekondulaşma artık
egemen süreçler haline gelmiş, siyaseti de biçimlendirmeye
başlamıştı.
9) Arkasındaki seçmen desteği çok zayıflamıştı;
nitekim boşalan 5 milletvekilliği için yapılan ara seçimlerde
sandalyelerin tümünü AP’ye kaptırınca istifa etti.
***
Ecevit başarısız olunca,
Demirel’in dışardan destekli azınlık hükümeti
kuruldu ve Türkiye’ye “24 Ocak 1980 IMF cenderesi”
uygulandı; ama ekonomik çöküntü ve siyasal kaos, Emperyalizme ve
Emperyalistlerle işbirliği halinde olan sağ güçlere bir Askeri
Darbe ile, 1961 Anayasası’nın kalıntılarını bile tasfiye etme
fırsatı yarattı...
12 Eylül 1980 sonrasında, Demokrasi mücadelesi
yapan Ecevit de YARGILANARAK hapse
atıldı!
***