Türkiye petrol zengini değil...
Kendine yeterli bir tarım ülkesiydi...
Onu da bitirdiler, buğdaydan mercimeğe, arpadan samana kadar her şeyi ithal eder olduk!
En büyük sermayemiz olarak elimizde sadece insanımız kaldı.
Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı’nın çabalarıyla bu insan sermayemizi de tüketmekle meşgulüz!
Bakan Yusuf Tekin, Milli Eğitim’in bu çabalarını TBMM’de şöyle özetlemişti:
“O sizin yaşadığınız eski Türkiye bitti. Vedalaşın. Uyanın, uyanın! Türkiye artık bambaşka bir ülke.
Bakın MEB 2023 yılı itibarıyla 2 bin 709 tane geçerli protokolümüz var. Bunların içinde sizin tarikat, cemaat dediğiniz, bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır.
Onlarla protokol yapmaya devam edeceğiz.”
Bunun üzerine Zülâl Kalkandelen 20 Aralık 2023 tarihinde şöyle yazdı:
“Bakan Tekin’in Meclis’te sarf ettiği bu sözler, anayasanın 2. maddesine, bir Devrim Kanunu olan 1924 tarihli Tevhidi Tedrisat Kanunu’na (Öğretim Birliği Yasası) ve 1739 sayılı Milli Eğitim Kanunu’na aykırıdır!
Bakanın tarikatlar ve cemaatler ile protokol yapmayı savunurken ‘Protokol yaptığımız bu sivil toplum örgütleri sizin çocukları dağa çıkarmanıza engel olduğu için çatlıyorsunuz. Çocuklarımın dağa çıkmaması için, sizin insan kaynağınıza insan yetiştirmemek için buna devam edeceğim’ demesi ise sonuçları çok ağır olabilecek vahim bir çarpıtmadır.
Yusuf Tekin, ‘Laik eğitim alanlar dağa çıkıyor’ mu demek istiyor?!