Emre Kongar Cumhuriyet Gazetesi

Haberciler için niyet okumanın altın oranı

“Altın Oran” ve “Niyet Okumak”: Başlıktaki iki kavramı tanımlayarak işe başlamak istiyorum. “Altın Oran”: Altın Oran kavramını ilk kez babam İhsan Kongar’ın liseler...

06 Haziran 2017 | 81 okunma

“Altın Oran” ve “Niyet Okumak”:
Başlıktaki iki kavramı tanımlayarak işe başlamak istiyorum.
“Altın Oran”:
Altın Oran kavramını ilk kez babam İhsan Kongar’ın liseler için yazdığı “Felsefe” kitabının (ki bu kitabı ilavelerle yeniden yazıyorum) “Estetik” bölümünde görmüş ve belleğime kazımıştım:
Bir dikdörtgenin uzun kenarı kısa kenarına bölündüğünde 1,6 çıkıyorsa, yani iki uzunluk arasındaki ilişki 1,6 oranında ise buna “Altın oran” deniliyor.
Altın oran, uyumluluğun ve uyumluluk üzerinden tanımlanan güzelliğin simgesi olarak kabul ediliyor.
Örneğin, bir dikdörtgenin bir kenarı 1 cm, öteki kenarı, 1,6 santim ise, bu diktörtgen “Altın Orana” sahiptir.
Bu orana “Fi” sayısı deniliyor.
Bir çemberin çapına bölünmesiyle elde edilen “Pi” sayısı gibi, “Fi” sayısı da asal bir sayı, yani bölme işlemi sonsuza kadar, sonuçlanmadan gidiyor.
Aslında 1,6 sayısı, bölme işlemi virgülden sonra sadece 1 hane yürütüldüğünde elde edilen kaba oran.
Pi sayısı nasıl genellikle, 3,1416 olarak virgülden sonra dört hane biçiminde ifade ediliyorsa, Fi sayısı da genellikle virgülden sonra 3 hane olarak 1,618 şeklinde kullanılıyor.

***

“Niyet Okumak”:
Bu kavramı anlatmak, herkesin bildiği “Havada bulut, sen bana ördekdedin” fıkrası ile çok kolay:
Sohbet eden iki kişiden biri “Havada bulut var” deyince, öteki suçlamış: “Sen bana ördek dedin” demiş. Suçlanan kendini savunmuş: “Yahu ben ‘havada bulut var’ dedim, senle ne alakası var?” Bunun üzerine, suçlayan kişi “Bulut dedin yağmur yağacak demek istedin; yağmur yağınca göl olur demek istiyorsun; gölde ise ördekler yüzer; yani sen bana ördek demek istedin” diye, suçlamayı sürdürmüş!

***

“Yazının başlığı nereden aklına geldi?” derseniz...
Barış Pehlivan’ın 3 Haziran Cumartesi günü Cumhuriyet’te yayımlanan “İkinci Silivri Trajedisi”ne ilişkin yazısından esinlendim.
“Birinci Silivri Trajedisi”nin kurbanlarından Barış Pehlivan yazısında şöyle diyordu:
“Yeni dönemin bavulcularıyla, Cumhuriyet önce ‘kriminalize’ edilmeye çalışıldı, sonra da terör operasyonuna uğradı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Milli eğitim ve laiklik (2) 22 Kasım 2024 | 71 Okunma Milli eğitim ve laiklik (1) 21 Kasım 2024 | 222 Okunma Topyekûn saldırıya karşı topyekûn direniş! 19 Kasım 2024 | 297 Okunma Devlet çöktüğünde! 17 Kasım 2024 | 132 Okunma Demokratik örgütlü direniş (3) 15 Kasım 2024 | 87 Okunma