Haftaya bugün Türkiye
bir Demokrasi sınavından daha
geçecek:
Seçmen Parlamenter Rejim’e dayalı
“Demokratik, Laik ve Sosyal bir Hukuk
Devleti”nden yana mı oy kullanacak, yoksa onun yerine
konulmaya çalışılan ve “Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi” diye garip bir adla anılan “Tek Kişi
Yönetimi”nden yana mı?
***
Biliyorsunuz, Türkiye’de
rejim değişti; Parlamenter Rejim “Tek Kişi
Rejimi”ne dönüştürüldü.
İktidarın 17 yıldır yavaş yavaş uygulamaya
başladığı bu “Tek Kişi Rejimi” nihayet 16 Nisan 2017’de,
hem baskı altında eşitsiz koşullarda hem de yasalara aykırı YSK
kararlarıyla yapıldığı için, meşruluğu tartışmalı bir
Halkoylamasıyla kabul edilmiş sayıldı.
“Kabul edilmiş sayıldı” diyorum, çünkü
bu Halkoylaması ve onun tartışmalı biçimde elde edilen sonuçları,
en azından seçmenin yarısı tarafından, hem meşru sayılmadı, hem de
kabul görmedi.
16 Nisan Halkoylaması ile ilgili aynı itirazlar
ve sorunlar daha düşük düzeyde olmakla birlikte 24 Haziran 2018
Cumhurbaşkanlığı seçiminde de yaşandı.
Sonuç itibarıyla, şu anda “Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi” denilen “Tek Kişi
Rejimi”, seçmenlerin en azından yarısının benimsemediği ve
hatta meşruiyetini tartıştığı bir düzen.
Bu düzenin en önemli ayakları ise, İstanbul ve
Ankara başta olmak kaydıyla, Erdoğan/AKP
iktidarının yönetiminde olan belediye başkanlıkları.
İşte bu nedenle önümüzdeki
Pazar günü yapılacak olan yerel seçimler,
halkın bu yeni “Tek Kişi Rejimi”ni
ne ölçüde benimsediğini ya da
benimsemediğini de gösterecek.
***
İktidarın 17 yıl sonra
ülkeyi getirdiği yer, 17 yıl öncesine
göre, daha müreffeh ve daha demokratik
bir nokta değil.
Kötü yönetim ve yanlış politikalarla gelinen bu
olumsuz noktanın telafisi adına önerilen “Tek Kişi
Yönetimi”, bir çare değil, tam tersine bu olumsuz noktaya
gelişin sebebi olduğu için, iktidar bakımından işler daha da kötüye
gitmiş durumda.
İktidarın elinde bulunan
belediye başkanlıklarının muhalefet
tarafından kazanılması:
1) Sadece, tepeden inme kararlarla yönetilen bu
kentlerin yönetimlerini demokratikleştirmek, halkla bütünleştirmek
bakımından değil...
2) Aynı zamanda, “Tek Kişi
Rejimi”nin seçmen tarafından benimsenmediğini göstermesi
bakımından da...
Önem taşıyor.
***