Sevgili Hakan,
Duydum ki, mektuplarını
bile vermiyorlarmış sana!
Hani haksızlık yapılan, zulme uğrayan kişiler
için, yapılan haksızlığı, zulmü vurgulamak amacıyla
“Utanmıyorsanız, fırıncıya söyleyin ekmek de
vermesin!” derler ya,
Sana yapılan katmerli zulüm de o hesap
herhalde!
***
Sevgili Hakan,
Bilirsin, ben bir toplumbilim öğrencisi olarak,
içinde yaşadığım, yıllarca dersler, konferanslar vererek,
makaleler, kitaplar yazarak, televizyon programları yaparak
insanlarını eğitmeye çalıştığım toplumun söylem ve eylemlerinin
sorumluluklarını da taşırım.
Sana bu mektubu, o sorumluluk
duygusunun yol açtığı utançla
yazıyorum.
***
Sevgili Hakan,
Sana bu yapılanlardan
dolayı:
Utanıyorum, hem de çok
utanıyorum...
Toplum adına özür diliyorum,
çok, çok özür diliyorum senden...
Ve senin gibi aynı zulme,
aynı haksızlığa, aynı hukuksuzluğa, aynı
adaletsizliğe, aynı maddi manevi
işkenceye uğrayanlardan!
(“Sen kim oluyorsun da
‘Toplum adına’ özür
diliyorsun?” diye eleştiren olursa:
Ben, zamanın ve evrenin sonsuzluğunda HİÇ
olduğunu bilen ve kendilerini (hadlerini) bilemeyenlere de HİÇ
olduklarını anımsatmaya çalışan bir öğrenciyim.)
***