Yandaş yazarlık zor zanaat:
Ciddi yazılar yazmaya çalışan yandaşlar o kadar gülünç durumlara düşüyorlar ki, ayrıca mizah dergisi okumaya gerek kalmıyor, eğlenmek için sadece onların yazılarını izlemek yetiyor.
***
Hamaset kahramanlık demek...
Habaset de kötülük.
AKP ve Erdoğan, çok sık politika, karar ve hedef değiştiriyor.
Onlara ayak uydurmak zorunda olan yandaş yazarlar da bir gün kahraman ilan ettiklerini ertesi gün hain, bir gün hain dediklerini ertesi gün kahraman ilan etmek zorunda kalıyorlar...
Hamaset ile habaset arasında gidip geliyorlar!
Benim gibi, gündemi takip etmek uğruna onları izlemek zorunda olanlar da çok gülüyor.
***
Tabii birkaç gün gibi çok kısa bir zaman içinde, hamaset ile habaset arasındasalınmak, kahramanlıktan kötülüğe, kötülükten kahramanlığa geçmek çok kolay bir iş değil...
Üstelik iktidarın beceriksiz politikalarından dolayı yorumları da sık sık değiştirmek gerekiyor.
Son örnek, Rus uçağının düşürülmesi:
Önce büyük kahramanlık olarak bir hamaset havasında sunuldu...
Başbakan Ahmet Davutoğlu da övünmek için “Emri bizzat ben verdim” dedi...
(Bunun çok yanlış olduğunu, Türkiye’nin kendi ayağına kurşun sıktığını hemen yazmıştım.)
Derken işler sarpa sardı...
Türkiye’nin, hem güney sınırında manevra kabiliyetini kaybettiği hem de ekonomik güçlüklerle karşılaştığı anlaşıldı...
Şimdi olayın sorumluluğu “üst akıl” filan gibi saçmalıklarla, Türkiye ile Rusya’nın arasını bozmak isteyenlere (kimlerse bunlar?) yüklenmeye çalışılıyor!
Hatta daha da ileri gidiliyor, putlaştırma sürecinin bir uzantısı olarak, Putin ile Erdoğan’ın karizmalarının çizilmesi için yapılmış bir komplo olarak yorumlanmaya çalışılıyor.
***