“HAİN” sözcüğünü sevmem ve çok zorunlu olmadıkça da kullanmam:
Kime göre...
Nerede...
Ne zaman...
Kimin iktidarı zamanında...
Hangi hukuk ve ahlak düzeni çerçevesinde?
Yukarıdaki soruların yanıtları, “HAİN” sözcüğünün ne denli göreceli, zamana, mekâna, hukuka, siyasete ve farklı kimlikli insanlara göre değişen bir kavram olduğunu vurgular!
O nedenle de başlıktaki “HAİN” sözcüğünü tırnak içine aldım ki, özel bir anlamda kullandığım anlaşılsın.
***
Başlıktaki “HAİN” sözcüğü ile kastettiğim anlam, AKP iktidarının Erdoğan’ın ağzından ifade ettiği politikalara karşı çıkan “HAİNLER”dir...
Yani kısacası, AKP iktidarına ve Erdoğan’a muhalefet edenler.
Muhaliflere “HAİN” diyenler sadece iktidar mensupları olan politikacılar değildir; onlardan daha önce, daha yaygın ve daha şiddetle bağıran, “Havuz” ve “Aşk” medyasında yuvalanmış olan mahlukat, asıl koroyu oluşturur!
***
Fakat bu HAİNLİK olayında çok ciddi bir sorun var:
AKP’nin, Erdoğan’ın politikaları, dolayısıyla “HAİNLİK” ölçütü, çok sık ve çok zıt yönde değişiyor!
Yeterince kıvrak değilseniz, güncel politikayı, Erdoğan’ın demeçlerini yakından izlemiyorsanız, her an “HAİN” olabilirsiniz, çünkü kimi zaman birkaç saat içinde değişen “İHANET” ölçütleri ile karşı karşıyasınız.
Sadece birkaç örnek vereyim son günlerden: