Kimse, “İleri Demokrasi” adı altında “Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi” gibi garip bir isimle dayatılan bu ucube rejimin
yaptığı ifade özgürlüğü ihlallerini, haksızlık, hukuksuzluk ve
adaletsizlikleri unuttuğumuzu, unutacağımızı
sanmasın...
Biz unutsak bile tarihin unutmayacağı, siyaset, hukuk ve adalet
literatürünün bunlardan “Türkiye’de Demokrasinin Karanlık
Günleri” başlığıyla söz edeceği bilinsin!
*** Bugün Cumhuriyet
Gazetesi Eski Genel Yayın Yönetmeni, Eskişehir CHP Milletvekili
Utku Çakırözer’in Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı
konuşmadan bölümler aktarmak istiyorum.
“Bizler güvenliğimizi sağladığımız kadar, özgürlüklerimizi de
sağlamak zorundayız. Bu ülkeyi derhal hür düşünce ve tartışma
ortamına kavuşturmalı, hür düşünce ortamının olmazsa olmazı basın
ve ifade özgürlüğünü bu ülkede mutlaka sağlamalıyız.”
“Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve gazete yöneticisi
Akın Atalay 403 gündür tutuklu. Ahmet Şık bir yıldır tutuklu.
Gerekçesi, ‘Neden bu başlığı attınız? Neden bu yorumu yaptınız?’ Bu
nedenle bir insan aylarca özgürlüğünden, sevdiklerinden mahrum
bırakılabilir mi?
“Yakınlarından mektup alıp gönderemiyorlar. Avukatları ile haftada
sadece bir saat ve kamera eşliğinde görüşebiliyorlar. Sosyalleşme
hakları ellerinden alınmış durumda. Son duruşmaların birinde
mahkemede Şükrü Tuğrul isimli bir sanık, kalp
krizi geçirdiğinde hapishaneden cezaevi kampusundaki hastaneye
sevkinin 5-6 saat sürdüğünü söylüyor. Günlerce ilaçlarının
verilmediğini söylüyor. Gazetecilerin hava aldıkları avlularda
tepelerine tel çekildi. Bir avuç gökyüzü bile çok görülüyor
gazetecilere.”