Endüstri Devrimi’ni kaçırdığı için, Batı’nın geçirdiği
sınıfsal gelişmeyi izleyememiş olan toplumlarda, “ideolojik
değişme” modelleri devreye girer.
Ümit Aslanbay’ın Ali Sirmen kitabında sözünü ettiği Küçükömer ve
Avcıoğlu modelleri de böyledir.
Küçükömer’in modeli, Din/Tarım toplumundaki köle köylüleri ve
Şeriat isteyerek ayaklanan yeniçerileri sol saymasından ve onlara
Batı’daki devrimci işçi sınıfının işlevlerini yüklemesinden dolayı
yanlıştır.
Avcıoğlu’nun, Atatürkçü sivil ve asker kadroların Milli Demokratik
Devrim gerçekleştirmelerine dayanan modeli ise 1970’lerde sınıflı
toplum filizlendiği ve bu model Atatürk’ten sonra
başarı şansını yitirdiği için, gecikmiş bir nitelik taşıdığından
dolayı, anakroniktir. (Nitekim uygulamaya konulamamış ve tam
tersine bir sonuç doğurarak Türkiye’yi 12 Mart 1971 faşizminin
kucağına atmıştır.)
*** Bu tür teknolojik
bakımdan geri kalmış, endüstrileşememiş Din/Tarım toplumlarında
siyaseti sınıfsal oluşumlar değil, yöneticilerin ideolojileri
belirler.
Ben kendi geliştirdiğim bu ideolojik değişme modelini “İkiz Kuruluş
ve Değişme Dönemleri” olarak tanımladım:
İnsanlık tarihi açısından teknoloji-ideoloji ilişkisinin göreli
denge noktaları vardır. Bu denge noktaları Kuruluş ve Değişme
dönemi dediğimiz ideolojik dönemlerdir. Tarihsel oluşum içinde
nokta niteliği taşıyan bu ideolojik dönemler aslında bir insanın
ömrünü aşan zaman kesimlerini kapsarlar.
Bu göreli denge noktaları aslında kendi içlerinde de aşamalara
bölünürler. Bu aşamalar 1) Tepki biçimlenmesi 2) İktidarı ele
geçirme, 3) Uygulama ve 4) Kurumsallaşma olarak, zorunlu bir sıra
ile birbirlerini izlerler.
...