Sevgili okurlarım, başlığa bakıp da, iktidarın Can Dündar’ı ve
Erdem Gül’ü tutuklayıp içeri atmasının Türkiye’deki ifade ve basın
özgürlüğü açısından yanlış olduğunu yazacağımı ya da tüm dünya
önünde, Erdoğan-AKP iktidarının, demokratik rejimi zedeleyerek
Türkiye’yi küçük düşürdüğünü anımsatacağımı sanmayın...
Bugün işaret etmek istediğim nokta, Erdoğan-AKP iktidarının Dündar
ile Gül’ü hapse atmalarının, doğrudan doğruya kendi ayaklarına ateş
etmek anlamına geldiği!
***
Erdoğan-AKP iktidarının, birkaç yumuşak karnı var:
Birincisi Kürt sorunu.
Bu konuda o kadar birbirine ters ve üstelik hepsi yanlış
politikalar izlediler ki, Kürt sorunu artık gerçekten de içinden
çıkılmaz bir trajedi halini aldı.
İkincisi, Suriye ve Güney sınırımızdaki oluşumlar konusu.
Kürt sorunu gibi, burada da çok kısa zamanda 180 derece ters
politikalar izlendi (360 derece değil!).
Üstelik Kürt sorununda da olduğu gibi yine hepsi, aşırı ve
çelişkili oldukları için, yanlıştı.
Üçüncüsü, temel hak ve özgürlüklerin, demokratik rejimin
tahribatı.
Dördüncüsü de, gelir adaletsizliğinden ve üretim eksikliğinden
kaynaklanan ekonomik darboğazlar.
***
Erdoğan ve AKP, elbet bu konuların kendilerini güç durumda
bıraktığını, daha da zorlayacağını, hatta sonunda iktidarı
yitirmelerine yol açacağını biliyor.
Fakat ilginç bir strateji izliyorlar:
Bu konulardaki sorunları aşmak için, yapısal önlemler almak yerine
tam ters sonuç verecek iki şey yapıyorlar...
Birinci olarak, aşırı sert adımlar atıyorlar...
İkinci olarak, gerçeği örtbas etmeye, olup biteni farklı göstermeye
çalışıyorlar.
Tahmin edileceği gibi bu ikisi de son derece yanlış ve mevcut
sorunları çözmek yerine derinleştiren adımlar.