Bizim geleneğimizde, Devlet ve
“Derin Devlet”,
herkesi, ama özellikle de
iktidara muhalif gördüklerini,
her zaman her yerde izler,
dinler, kayda alır...
1960’lı yılların “Zehir Hafiye” namıyla maruf İçişleri
Bakanı Faruk Sükan’ın sözleriyle“Solcuların
nefeslerini bile dinler”...
Sonra da Çorum ve Kahramanmaraş’ta
olduğu gibi kitlesel katliamlar
yaşanırama kimsenin kılı
kıpırdamaz!..
Derken bir askeri darbe olur ve bütün eylemler bıçakla kesilir gibi
sona erer...
Ve mahkemelerde bazı eylemcilerin ve
terör üyesi mensuplarının “görevli”
oldukları, gerek solda,
gerek sağda işlenen
cinayetlerde kullanılan silahların
bazılarının aynı olduğu
saptanır.
***
PeKaKa’nın ortaya çıkması bu anlattığım süreçten sonra
olmuştur...
Ama elbette hiç kuşku yok ki hemen Devlet’in
ve “Derin Devlet”in radar alanına girmiş, hem sivil hem
de askeri istihbarat tarafından yakından izlenmeye, dinlenmeye ve
kayda alınmaya başlamıştır.
Derken AKP iktidarı, başta MİT olmak üzere, Devlet ve “Derin
Devlet” içinde, askerlerin ağırlığını ve rolünü iyice
azaltınca, bazı önemli istihbarat işleri de sivil bürokrasiye
devredilmiştir.
***