Erdoğan/AKP iktidarı zayıfladıkça, Demokratik Rejim’in temellerine ve ahlakına inanmayan bütün partiler gibi, seçim sistemiyle oynamaya başladı.
Önce kendisine koltuk değneği olan MHP’den, milliyetçi ideoloji bağlamında destek alabilmek için, partiler arası ittifak yasasını çıkardı.
Sonra baktı ki Demokrasiye inanan ve iktidarın antidemokratik uygulamalarından bıkan bütün sağ partiler CHP şemsiyesi altında, Rejimi korumak için bir ittifak yaptılar, o zaman küçük partilerin bu ittifaktan yararlanmalarını engellemek ve ittifakı dağıtmak üzere yeni bir yasa daha tasarladı.
***
Aslında sandıktan çıkacak oyların sayısı bakımından bu yasanın çok büyük bir önemi yok.
Çünkü seçime ister ayrı ayrı girsinler, isterse Millet İttifakı içinde, CHP ile Demokrasi ittifakı yapmış olan partiler, özellikle de Davutoğlu ve Babacan tarafından ayrı ayrı kurulmuş olanlar, yüzde 1 ile 3 arasında oy potansiyeli olan, yani Meclis dışında kalacak olan partiler.
Bir başka deyişle, Demokratik Cephe’nin ana partisi olan CHP’ye fazla bir katkıları söz konusu değil.
Buna karşılık, hepsi, CHP’nin oylarından alacağı destekle Meclis’te, sandalye sahibi olmayı umuyordu.
Dolayısıyla bu yeni yasanın amacı CHP’yi sağ partilerden soyutlamak ve yalnızlaştırmak.
Bu arada, kendisine rakip olan küçük sağ partilerin de Meclis dışında kalmalarını sağlayarak güçlerini yok etmek.
Ayrıca seçmene “Nasıl olsa Meclis’e giremeyecekler” dedirterek bu küçük sağ partilere verilecek oyları iyice azaltmak.
Bu niyetlerin arkasında, belki onlara gitmeyecek oyların kendisine geleceği beklentisi de olabilir; ama bence o beklenti pek gerçekçi değil; çünkü yolsuzluk ve yağmanın yol açtığı yoksulluk o dereceye ulaştı ki Erdoğan/AKP’den kopan seçmenlerin ona yeniden oy vermesi hiç de olanaklı görünmüyor.
***
Peki, CHP bu küçük sağ partilerle niye ittifak yapmıştı:
Çünkü derdi, klasik sağ-sol kutuplaşması dışında, Demokratik-Antidemokratik ayrımına dayalı bir strateji uygulamaktı: