Can Dündar “Ankara’ya Devlet Bahçeli ile konuşmaya birlikte gidelim”dediğinde henüz Cüneyt Arcayürek aramızdan ayrılmamış ve Kemal Kılıçdaroğlu ile de randevu alınmamıştı.
Derken, Arcayürek’i yitirdik...
Bu arada Kılıçdaroğlu ile de randevu alınmıştı...
Uçak biletleri değiştirildi, gidiş sabah 8’e alındı...
Uzun perşembe günü, benim için sabah saat 5’te başlamıştı.
***
Yeşilköy’de Avrupa Birliği Bakanı, askerlik arkadaşım Volkan Bozkır’ı gördüm.
Son seçimlerdeki gerilemelerinden dolayı kendisine biraz takıldım ama o yanıtını çoktan hazırlamıştı:
“AKP’nin inişe geçtiğini düşünenler yanıldıklarını çok yakında anlayacaklar” dedi.
***
Cep telefonu kullanmadığımı herkes bilir; ama seyahatlerde eşim, evdeki telefonlardan numarasını bile bilmediğim birini yanıma veriyor, her ihtimale karşı...
Nitekim Esenboğa’da bir araç sorunu yaşayınca o telefonu kullanmak zorunda kaldım ve elbette kullanmaya alışık olmadığım için de sonra kaybettim!
Neyse, Cumhuriyet’in Ankara Bürosu’ndaki becerikli arkadaşlar telefonun izini Esenboğa Havaalanı’nda buldular da sorun çözüldü.