Değerli okurlarım, ben
kendimi “Feminist” olarak
nitelerim.
Bu nitelemede ne denli haklı olduğumu
bilmiyorum ama, bütün hayatım boyunca, bir Toplumbilim hocası
olarak kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmasından yana tavır
koydum:
Çünkü henüz din/tarım toplumunun erkek egemen
feodal değerlerinden kurtulamamış olan Türkiye’de bir kadının bir
yere gelebilmesi için kendisiyle aynı niteliklere sahip erkeklerden
çok daha fazla gayret sarf etmesi, çok daha fazla bedel ödemesi
gerektiğini biliyorum.
Danıştay Başkanı Zerrin Güngör,
bir kadındır.
Bir kadının böyle bir göreve gelmesi sadece
Atatürk Türkiye’sinin başarısı açısından değil, kadın hakları
bakımından da büyük bir sevinç uyandırmıştır.
***
Bütün akademik yaşamımı ve
yazarlık kariyerimi “Demokratik, Laik ve
Sosyal, Hukuk Devleti”nin gelişmesine
adadım.
Bu açıdan, ailemden aldığım terbiyeyle de tam
bir uyuşma halinde, hukukçulara, özellikle de yargıçlara büyük bir
saygı besledim.
Onların daima benim gibi ortalama
vatandaşlardan daha yüksek bir meslek ahlakına, dolayısıyla daha
üstün bir hak, hukuk ve adalet duygusuna sahip olduklarına inandım
ve bunu savundum.
Zerrin Güngör, bir hukukçu ve bir
yargıçtır.
Sadece bu niteliği bile kendisine büyük bir
saygı ve güven beslenmesinin nedenidir.
***
Danıştay, ülkeyi yönetenlerin
bütün yaptıklarının hukuka uygunluğunu
denetleyen, insanları iktidarlara karşı
koruyan, ayrıca Anayasa’nın “Demokratik,
Laik ve Sosyal bir Hukuk Devleti” ilkesini
kollayan en üst idare mahkemesidir.
Öğretim üyesi olarak, Danıştay’daki kültür ve
sanatla ilgili davalarda defalarca “Bilirkişi” görevi
yaptım. Ne denli titiz ve hukuka uygun çalıştıklarına bizzat tanık
oldum.
Müsteşarlık yaptığım dönemde, Bakanlıkta alınan
bütün kararların hukuka uygun olmasına özen gösterdim;
“Danıştay ne der” sorusunu hep aklımda
tuttum.
Zerrin Güngör Danıştay
Başkanı’dır.
Bu niteliği ile de benim toplumsal hiyerarşik
değerler sistemimin en üst sıralarında yer almaktadır.
***
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre Danıştay Başkanı Zerrin Güngör,Danıştay’ın 149. Kuruluş Yıl Dönümünde, (bence tarihe geçecek) bir konuşma yapmış: