Emre Kongar Cumhuriyet Gazetesi

Kılıçdaroğlu ve Atatürk’ün Bursa Nutku

Makbule Cengiz’in Kılıçdaroğlu ile yaptığı nehir söyleşi (UMUT HEP VAR, Kırmızı Kedi Yayınları), Kemal Bey’in “Gençler Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa Nutku’nu da...

18 Ocak 2018 | 313 okunma

Makbule Cengiz’in Kılıçdaroğlu ile yaptığı nehir söyleşi (UMUT HEP VAR, Kırmızı Kedi Yayınları), Kemal Bey’in “Gençler Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa Nutku’nu da unutmamalılar” cümlesiyle bitiyor.

***

Atatürk’ün Bursa Nutku konusunda son günlerde çıkan en kapsamlı kitap, Kültürperest Yayınevi’nin yayımladığı ve TELE 1 televizyonunun ekran satışıyla kamuoyuna sunduğu “Tanıklar ve Belgelerle Bursa Nutku” adlı yapıt:
Kitapta Atatürk karşıtlarının böyle bir nutuk olmadığına ilişkin iddialarına yanıt olarak, nutkun gerçekliğine ilişkin tartışmalar, değerlendirmeler ve elbette nutkun metni var:
Şubat 1933’te Bursa’da Türkçe ezana tepki gösteren bir grup valiliğe yürümüş, ancak olaylar büyümeden bastırılmıştır.
Olayı duyan Atatürk, 5 Şubat 1933’te Bursa’ya gelmiş ve akşam “Bursa Nutku” diye bilinen konuşmasını yapmıştır.

***

“Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir.
Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ‘Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır’ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, ‘Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir’ diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır.
Mahkeme onu yargılayacaktır.
Yine düşünecek, ‘Demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek.’
Onu hapse atacaklar.
Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve Meclis’e telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.
Diyecek ki, ‘Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.’
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!”

***

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Milli eğitim ve laiklik (2) 22 Kasım 2024 | 67 Okunma Milli eğitim ve laiklik (1) 21 Kasım 2024 | 222 Okunma Topyekûn saldırıya karşı topyekûn direniş! 19 Kasım 2024 | 297 Okunma Devlet çöktüğünde! 17 Kasım 2024 | 132 Okunma Demokratik örgütlü direniş (3) 15 Kasım 2024 | 87 Okunma