Kılıçdaroğlu’nun dün Ankara Güven Park’tan başlayan “Uzun yürüyüşü” için uzun bir yazıya başlarken:
“Adalet mülkün temelidir” özdeyişindeki “mülk” sözcüğü “Devlet” anlamına gelir:
Çünkü Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlı ailesinin “mülküdür”!
Bu “mülk” kelimesinin “Devlet” anlamına geldiğini vurgulamak çok gerekli:
Hem adalet kavramının önemini belirtir, hem de din/ tarım imparatorluklarının aslında “Aile mülkü” olduğunu anımsatır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Osmanlı ailesinin mülkü olduğunu bilmeden:
Ne kuruluş döneminde, öteki Türk Beylikleriyle olan savaşları ve Bizans’la olan ittifakları...
Ne Yıldırım Beyazıt ile Timur arasındaki Ankara Savaşı’nın niye kaybedildiğini...
Ne Fatih Sultan Mehmet’in bir “Beylikten” bir “İmparatorluğu” nasıl yarattığını...
Ne İmparatorluğun neden çöktüğünü...
Ne de Batılılaşma çabalarının niçin saraydan başlatıldığını anlayabilirsiniz!
İşte Kılıçdaroğlu’nun “Uzun yürüyüşü”, Cumhuriyet’in Osmanlı’dan devraldığı bu “Mülkü” yani “Devleti” kurtarmayı amaçlıyor!
***
Osmanlı’nın, Fatih Sultan Mehmet’ten sonra, Roma’nın devamı olarak“Dünya İmparatorluğu” olduğu dönemde “Zamanın Ruhuna” uygun “Adalet”, Batı’da Tanrı’nın ve İmparatorun (Kilisenin-Engizisyonun),Doğu’da Allah’ın, Sultan’ın (Şeyhülislam’ın- Kadının), Adaleti idi.
Endüstri Devrimiyle “Zamanın Ruhuna” uygun “Adalet”, Tanrıdan ve yöneticiden bağımsız mahkemelerin, pozitif hukuka dayalı adaleti oldu.
Osmanlı, Endüstri Devrimi’ni idrak edemediği ve izleyemediği için “Dünyaİmaratorluğunu” İngiltere’ye kaptırdı, geriledi, çöktü, işgal edildi ve yok oldu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Endüstri Devrimi’ni yaşamayan bir toplumda, Endüstri Devrimi’nin ürünü olan bir Devleti, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdular!