AKP’nin “İleri Demokrasi” rejimi,
iç ve dış politikayı olduğu gibi yargıyı
da“İleriye” taşıdı:
Artık bol değişkenli, virajlı, birbirine zıt kararların alındığı,
yargıçların yargıçları tutukladığı, kimin ne zaman hapse
atılacağının belli olmadığı bir adalet düzenimiz var.
Üstelik bu düzenin en önemli özelliği
“düzensizliği”!
Çünkü bütün sistem, sık sık, karar, müttefik ve politika değiştiren
bir iktidara bağımlı hale getirildi.
***
Ama yargı mensuplarının hakkını da
yemeyelim...
Kendilerince bir düzen kurmuşlar:
Yargılanan ve mahkûm edilen eylem ve söylemler çok sık ve çok hızlı
değişse de...
Yargılayanlar ile yargılananlar sık sık yer değiştirseler
de...
Suçlamalar, tutarlı biçimde
hep aynı:
“Terör örgütü üyesi olmak...”
“Terör örgütü üyesi olmadan, terör örgütü propagandası
yapmak...”
“Hükümeti devirmek için darbe yapmak veya
darbe teşebbüsünde bulunmak...”
Ve belki de İzmir’deki davadan esinlenilerek, bunlara son
zamanlarda bir de“Casusluk...” suçlaması eklendi...
Elbette medyaya özel başka bazı suçlamalar olduğunu da kaydedelim
ama onları saymaya burada yerim yetmez!
Sonuç olarak suçlamalar hep aynı...
Sadece suçlanan kişi ve
gruplar değişiyor!
Çünkü iktidar, kendi ifadelerine göre çok sık aldatılıyor ve bu
nedenle de çok sık fikir değiştiriyor.
Eski müttefik Cemaat, bir anda yargılayandan, yargılanan konumuna
geçebiliyor...
Kürtler, bir anda, ortak proje yürütülen gruplar olmaktan çıkıp
ülkenin milli güvenliğini tehdit eden örgütler arasına
katılabiliyor.