İddialar doğruysa, darbe girişimi maskaralığının arkasında bir kışla- cami ittifakı olduğu veya gerçekleştirilememişse bile en azından arandığı izlenimi doğuyor.
***
Alican Uludağ’ın dünkü Cumhuriyet’teki haberinden öğrendiğimize göre, savcılık, Cemaat iddianamesinde, örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri’ne 1971 yılında sızmaya başladığını belirtmiş.
1971 yılı önemli:
12 Mart Muhtırası’nın verildiği yıl.
Muhtıra verildiği sırada iktidarda Süleyman Demirel’in olduğu, ve komuta kademesi kendini Atatürkçü olarak nitelediği için, olay sanki “sağa” karşı yapılmış gibi algılanmıştı.
Oysa dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, muhtıranın nedenini son derece açık seçik bir biçimde “Sosyal uyanış ekonomik kalkınmayı aştı” diyerek sola ve demokrasiye karşı tavrını belirtmişti.
Dolayısıyla temel hak ve özgürlükler sınırlandı ve kısıtlandı, Devlet Güvenlik Mahkemeleri kuruldu, “Sosyal uyanışı” destekleyen bütün örgütlenmeler ve akımlar bastırıldı.
Peki bütün bu işler olurken, Demirel’in istifasını kabul eden ve askeri darbeyi TBMM’deki oluşumlarla yürüten Cumhurbaşkanı kimdi?
Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cevdet Sunay.
Hangi dönemin Genelkurmay başkanıydı?
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Genelkurmay başkanı olmuştu. İdamları zorladığı iddiası vardır.
1961 Anayasası ile çağdaş bir çoğulcu demokratik döneme giren Türkiye’de, birkaç yıl sonra, “Türkiye’yi solcu gençlere mi emanet edeceğiz, elbette vatanını milletini seven, milliyetçi, mukaddesatçı İmam Hatip mezunlarına” diyerek, bu Anayasa’yı hacamat eden 12 Mart 1971 darbesinin destekçisi olmuştu.
Evet, iddianamede, Cemaatin TSK’ye sızmaya başladığı yıl olarak belirtilen 1971, işte Sunay-Tağmaç ikilisi tarafından damgalanan böyle bir uğursuz yıldı.
*