Türkçemizin en güzel sözcüklerinden biri “delikanlı” kelimesidir:
Gençliğin henüz yaşam kavgasıyla evcilleştirilmemiş olan atılganlığını ve idealistliğini yansıtır!
“Deli-kanlı” sözcüğü, sadece aşırılık tınısı taşıyan bir anlamda değil, aynı zamanda, mertlik, güvenilirlik anlamlarında da kullanılır:
“Delikanlı adammış, sözünde durdu”, “Delikanlı kadınmış, kimseye boyun eğmedi” gibi!
***
Üniversite öğrenciliği dönemi, gençlerin kimliklerini, kişiliklerini sorguladıkları, aradıkları bir dönemdir:
Bu çocukların asıl kimlikleri, sahip olacakları (veya olamayacakları) meslek ve kuracakları (ya da kuramayacakları) aile sonrasında tam belirlenecektir...
Bir yandan lise disiplininden kurtulmuş olarak üniversitenin özgür havasını solurken, öte yandan, gelecek kaygısı ile yüzleşmenin sıkıntısını yaşarlar.
Üstelik üniversitede ülke sorunlarını da görür ve öğrenir, delikanlılığın dürtüleri ve tecrübesizliğin pervasızlığı ile bu sorunlara çok kesin, keskin ve çok çabuk çözümler de aramaya başlayabilirler.
***
Ben bütün öğretim üyeliğim boyunca, mutlaka, yeni gelen öğrenciler için açılan bir giriş dersi verdim...
Böylece yukarda anlattığım özelliklere sahip olan bu delikanlı çocukların hem üniversiteye hem de hayata uyum sağlamalarına yardımcı olmaya çalıştım...
Öğrencilerime, insan, doğa, bilim, sanat ve edebiyat sevgisi aşılamaya özen gösterdim:
Onlara, birtakım bilgi kırıntılarıyla birlikte, “kendine yapılmasını istemediğin şeyleri başkalarına yapma”, “kendi kimliğine istediğin saygıyı, başkalarının kimliklerine de göster” gibi ilkeleri (hiç olmazsa bu ilkelerin önemlerini) öğretebildiğimi sanıyorum.
***