“Kokteyl Terör”
kavramı ilk kez, 7 Haziran 2015
seçimlerini kaybeden Erdoğan/ AKP
iktidarının, seçim sonuçlarını
kabullenmeyip, 1 Kasım’da bu seçimleri
yeniletme kararının ardından,
seçimlerin yenilenmesinden hemen önce, 10
Ekim 2015’te Ankara’da Tren Garı
önünde yapılan kanlı bir terör eylemi
sonrası ortaya atıldı!
Bu insanlık dışı eylemde, IŞİD’in intihar
eylemcileri, Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi için toplananların
arasında kendilerini patlattı, 102 kişi öldü, 500 kadar kişi
yaralandı. (“https://onedio. com/haber/turkiye-nin-enkanli-
teror-saldirisi-10-ekimankara- katliami-nin-uzerindentam-
bir-yil-gecti-733773” ve “http://siyasihaber3.org/10-
ekim-baris-ve-dayanismadernegi- sadece-tetikcilerdegil-
tum-sorumlularyargilansin”)
Başbakan Ahmet Davutoğlu
“kokteyl terör” kavramını ilk kez bu katliamın sonrasında
kullandı:
“Terör örgütleri arasında işbirliği
yapıldı...
Bir kokteyl terör terörü diyorum
buna, hepsini karıştırarak bu işe kalkışıyor”
dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan birkaç gün sonra bu kavramı tekrarladı:
“Şurada, garın önünde yaşanan olay, terörün
nasıl kolektif uygulandığını gösteren bir
olaydır.”
Oysa bu kanlı katliamı IŞİD
yapmıştı...
Ama iktidar, bu dinci terör
eylemine “Kokteyl Terör” diyerek
seçimlerde oyunu arttırmak için
kullandı.
***
Neydi bu “Kokteyl Terör”, kimler
hazırlıyordu bu karışımı?
Adalet Bakanı Abdülhamit
Gül, Ankara Garı katliamından iki yıl sonra,
Karkamış’ta “DEAŞ, PKK, FETÖ örgütlerinin
aslında bir kokteyl terör
örgütleri olduğunu çok iyi görüyoruz”
diyerek bu Kokteyl Terör kavramına açıklık getirdi.
***
Bu açıklamaların ardından,
Kokteyl Terör kavramı şaşırtıcı(!) bir
biçimde mahkemeler tarafından da
benimsendi.
Hayatta tanıdığım en barışçıl,
en sakin, en beyefendi insanların başında
gelen Cumhuriyet Vakfı Başkanı
Orhan Erinç de Cumhuriyet mensuplarıyla
birlikte yargılandığı davada bu “Kokteyl
Terör” suçlularından biri olarak mahkûm
edildi.
Fakat mahkeme küçük bir değişiklik yapmış, IŞİD
ya da ISİS, DEAŞ, DAEŞ denilen dinci örgüt yerine DHKP-C’yi
koymuştu!
Mahkeme kararı aynen
şöyle başlıyor:
“Sanık Mehmet Orhan
Erinç’in yasa
dışı terör
örgütü
niteliği taşıyan
PKK, DHKP-C ve FETÖ/PDY
Silahlı Terör
örgütlerinin
içindeki hiyerarşik
yapıya dahil olmamakla birlikte adı
geçen terör
örgütlerine bilerek
ve isteyerek yardım etmek suçunu
işlediği
tüm delillerden
sübuta ermekle TCK 314/3 ve 220/7
maddesi delaleti ile TCK 314/2 maddesi
uyarınca somut olayda
suçun
işlendiği zaman
meydana gelen zarar veya tehlikenin
ağırlığı
sanığın
güttüğü
amaç ve saik
sanığın kasta dayalı
kusurunun
ağırlığı
eylem içerisinde yer alma
şekli dikkate alınarak takdiren ve
teşdiden...”
***