AKP’nin iyice içinden çıkılmaz hale getirdiği Kürt sorunundaki üç temel açmazı şöyle özetlemiştim:
1) Kimlik açmazı.
2) Güven açmazı.
3) Dış etkenler açmazı.
Değerli bilimci Murat Somer, “Milada Dönüş” adlı kitabında bu açmazları şöyle niteliyordu:
1) Ortak Kimlik İkilemi
2) Elit İşbirliği İkilemi
3) Dış Güvensizlik İkilemi
Daha önce Somer’in birinci ve üçüncü ikilemler konusundaki görüşlerini özetlemiştim.
Bugün “Elit İşbirliği İkilemi” dediği açmaz konusundaki düşüncelerini aktaracağım.
***
Somer, “Elitler arasındaki işbirliği ikilemini” sadece Türk-Kürt ayrımı çizgisinde değil, tüm ülke açısından ele alıyor.
Bu ikilemin, kuruluş döneminde, birisi “Laik ve İslami modernleşme vizyonları” konusunda öteki de “ılımlı ve radikal Kemalistler arasında” olmak üzere iki ayrı eksende oluştuğuna işaret ediyor.
Günümüzde, bu eksenler bağlamındaki ikilemlerin kendi içlerinde daha da çoğaldığına, çeşitlendiğine ve karmaşıklaştığına değindikten sonra şöyle diyor:
“Öncelikle, Kürt ve Türk aktörler arasında demokratikleşme, millet, egemenlik, Türklük ve Kürt sorununun tanımı gibi konularda kavramsal uçurumlar var. Dolayısıyla Türk ve Kürt aktörler demokratikleşmeden ve Kürt sorununu çözmekten çok farklı şeyler anlıyorlar.
Bunun bir sonucu olarak sosyoekonomik politikalar ve modernleşme tarzıyla ilgili konularda benzer dünya görüşlerine sahip aktörler bile Kürt meselesi konusunda işbirliği yapamıyorlar.
İkinci olarak da, şiddet mirasının bir sonucu olarak Türk ve Kürt aktörler arasında bir güvensizlik var ve Kürtler arasında hangi aktörlerin ılımlı olduğunu saptamak daha zor.”(s.43)
***
Somer, Kürt sorununda benim “Güven açmazı” dediğim çelişkiyi, Türkiye’de iktidarı elinde bulunduranların farklı siyasal-ideolojik yaklaşımlarından hareketle ve tarihsel bir perspektifle ele alıp günümüze getiriyor.
Bence son derece doğru bir yaklaşım bu.
Kitap bu sürecin ayrıntılı örnekleri ve irdelemeleriyle dolu.