Murat Somer’in art arda iki gün süreyle yayımladığım mektubuna
gelen yorumların bir bölümünü pazar, salı ve perşembe günleri
yayımlamıştım.
Bugün kısaltılmış mektuplarla devam ediyorum.
***
“CHP-HDP ittifakına ‘olabilir’ gözüyle bakan biriyim. Ama her
iki partinin gerek oy kitlesinde ve gerekse de örgütsel yapılarında
buna çok olumsuz yaklaşıldığını da bilmekteyim.
Bazen gerçek, imkânsız gibi görünenin içindedir.
CHP, Devleti ve Cumhuriyeti kurmuş bir parti olarak, vatandaşlık
bağı ile bağlı olan Kürtlere karşı tarihsel sorumluluğun idrakine
varırsa...
HDP ise özellikle ‘çözüm süreci’ denen yakın geçmişin büyüsünden
kendini bir an önce kurtarıp Kürt sorununun çözümünde ‘meşru ve
demokratik’ muhatap olarak siyaset sahnesindeki yerini
güçlendirecek yeni politikalar üretirse…
CHP-HDP ittifakı (veya işbirliği) neden olmasın?
İsterseniz 68’in o ünlü sözünü hatırlatalım: ‘Gerçekçi ol,
imkânsızı iste.’ A. D.”
***
“Amerika’nın Arizona ve New Meksiko eyaletlerinde nüfusun yarısı
Latin kökenlidir. Miami şehrinde ise bu oran yüzde altmış
civarındadır. Ancak ABD’de yaşayanların hepsi Amerikan kanunlarına
uymaya mecburdur, kökenlerinden dolayı hiçbir etnik gruba bir
ayrıcalık tanınmamaktadır.
Zaten Kürtlerin yoğun olduğu yerlerde Belediye Reisleri Kürttür,
bölgeyi temsil eden Kürt milletvekilleri de Meclis’e girmiş ve
yörenin haklarını savunmaktadırlar.
PKK’nin ve onu perde arkasından destekleyen HDP’nin amacı, hak,
eşitlik falan değil. Onlar bağımsız ayrı bir devlet kurmak
istiyorlar. Olay bir isyan hareketidir tek çözüm başlarının
ezilmesidir. Y. E.”