AKP’nin yargı
bağımsızlığına saygılı olmadığını
biliyoruz...
Erdoğan Başkanlık sistemini savunurken de
yargının iktidar açısından “ayak bağı”olduğundan söz
etmişti!
Oysa yargıyı tepe tepe kullanan bizzat AKP-Gülen ittifakı idi.
***
Aslında Türkiye yargı
yoluyla, Silivri’de yeniden
biçimlendirildi:
AKP-Gülen ittifakı, Silivri
davaları ile toplumsal ve siyasal güç
dengelerinideğiştirerek ülkeyi yeniden
“dizayn” etti.
***
İktidar kavgası hiçbir zaman bitmez:
Laikler, demokratlar, Atatürkçüler, muhalifler, aydınlar,
üniversiteler, sivil ve askeri bürokrasi, medya, sivil toplum
örgütleri, Silivri davaları yoluyla iyice sindirilip susturulduktan
sonra, kavga iktidar paylaşımı biçiminde, eski ortaklar arasına
sıçradı:
Gülen Cemaati kontrolündeki yargı kanadı, AKP kontrolündeki
bürokrasi ve siyaset kanadına karşı, rüşvet ve yolsuzluk
iddialarıyla harekete geçti...
Bu iddiaların haklı ve geçerli olup olmadıkları tartışılmadan,
konunun üstü siyasal olarak kapatıldı ve yargı içindeki güç kavgası
bütün açıklığı ile kamuoyuna yansıdı:
12 Eylül 2010 referandumundan sonra, yüksek mahkemelerin üyelik
seçimlerinin gruplar arası ideolojik ve siyasal ittifaklarla
belirlenmesi maskaralığı yetmiyormuş gibi, yüzlerce emniyet
mensubu, savcı yargıç görevlerinden alındı, hatta meslekten ihraç
edilenler oldu.
Yargı, tümüyle siyasallaştı ve “yürütmeyle uyumlu
hale” getirildi:
Sadece son günlerde arazi yağması kararlarına ve CB’ye hakaret
suçlamasıyla hapsedilenlerin sayısına ve hukuki durumlarına bakmak
bile bu konuda yeterli fikir verecektir.