Birinci gönderme Ebu Hanife’nin İslam Dini’nin değişmezliğine ilişkin sözü üzerine yapılmıştı:
“Büyük İslam bilgini Ebu Hanife’nin de dediği gibi din, Hz. Âdem’den beri gelen tevhit inancıdır ve asla değişmez” denmişti.
İkinci gönderme Mecelle’ye yapılmıştı ve “Şeriat”ın zamana göre değiştiğine ilişkindi:
“Osmanlı’nın Mecelle’sinde de belirtildiği üzere; ‘ezmanın tegayyürü ile ahkâmın tebeddülü inkâr olunamaz’.” denilmişti.
Böylece İslam (yani Kuranıkerim ve Sünnet) sabit, değişmez, ama Şeriat (yani kurallar) değişken olduğu için, ikisinin birbirinden farklı olduğu, sadece dinen, hukuken ve tarihsel olarak değil, mantıken de ispatlanıyordu.
***
Mecelle’den yapılan alıntıda, eski Türkçe, (Arapça ve Farsça) sözcükler kullanıldığı için, bir yanlış yapmayayım diye, hem Mecelle’yi hem de bu alıntıdaki kelimeleri ve cümlenin kendisini tekrar tekrar araştırdım.