Bugün bu “Ahlâk
Bunalımı”nın hem sebepleri hem de sonuçları arasında yer
alan, tam 23 Haziran seçimi öncesinde yalan haberleri, montajlanmış
videoları gerçek diye sunan Medyanın “Sefaleti”ne ve bu
sefaletin sonuçlarına eğilmek istiyorum.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM
Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada
medyanın düştüğü sefil duruma ilişkin
çarpıcı iddialarda bulunmuş...
İnternet sitesi, “abcgazetesi. com”daki
habere göre Özel şunları söylemiş:
“Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve bizzat
İletişim Başkanı, şu anda basın kartlarının kime
verileceğini, gazetelerin hangi manşetlerle
çıkacağını, hangi siyasi parti temsilcisinin hangi
gazetede, hangi televizyonda kaç dakika
kalacağına bizzat karar veriyor.
Ben şunu duymak isterim: ‘Cumhurbaşkanlığı İletişim
Başkanlığı’na gazeteler baskıya girmeden önce gönderilmiyor, -3, 5
tane buna direnen muhalif gazete hariç- manşetlerini İletişim
Başkanı görüp onay vermiyor, bu doğru değildir’ denmesini
isterim burada.
Ama bu yalanlamayı yapabilecek durumda
değilsiniz.
Hepimiz biliyoruz ki bir merkezden üretilen
manşetler, bir merkezden yaratılan algı
operasyonları ve mutlaka ve mutlaka ‘1’inci sayfayı
bir görsün bakalım bizim başkan, ondan sonra baskıya girersiniz’
diye gece yarılarına kadar baskı
makinelerinin başında bekletilen basın emekçileri
ve Türkiye’nin savrulduğu durum yani ön sansür
pozisyonuna gelmiş durumdayız.”
***