Sevgili Okurlarım, “Cumhurbaşkanlığı Sistemi”
denilen:
“Parlamenter Demokrasiyi” yok edecek...
ABD’deki “Başkanlık Rejimi” ile de uzak yakın ilgisi
olmayan...
Otoriter bir rejim uçurumuna yuvarlanmak
üzereyiz.
AKP/Erdoğan iktidarını,
bu adımı atacak güce eriştiren ittifak:
Yurtdışında Körfez ülkeleri başta olmak üzere
İslam Âlemi’nin, ABD’nin ve AB’nin desteğiyle kurulmuştu.
Yurtiçinde ise dinci/mezhepçiler yani başta
Gülen Cemaati olmak üzere, tarikatlar, cemaatler ile
etnikçiler...
Ve bu her iki gruba da destek veren,
kendilerine “liberal” ya da “solcu” etiketi
yakıştıran, sonra da pişman olup “kullanışlı
aptallar” olduklarını ilan edenler, bu ittifakın omurgasını
oluşturuyorlardı.
Bunlar, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra, ABD’nin bütün
dünyada zaten uygulamakta olduğu dinci/mezhepçi ve ırkçı/milliyetçi
politikaların, “Kimlik siyaseti” adı
altında “Küreselleşen” dünya siyasetine yeniden, üstelik
şiddet kullanarak egemen olması sonucunda, ülkemizde de ön plana
çıktılar.
AKP/Erdoğan iktidarı, bu “Kimlik siyaseti” oluşumu
çerçevesinde “Radikal Siyasal İslam Terörüne” karşı bir
panzehir olarak düşünülen “Amerikancı, Ilımlı
İslam” modelinin uygulayıcısı olarak dış dünya tarafından
desteklendi.
Küreselleşen dünyada dinci/mezhepçi ve
ırkçı/milliyetçi “Kimlik siyaseti”, Kafkaslar, Balkanlar ve
Kuzey Afrika/Ortadoğu bölgelerini kana buladı; devletler yıkıldı,
sınırlar değişti, yeni devletler kuruldu.
Bu süreç, Balkanlar ve Kafkaslar’da bir ölçüde durulmuş,
Ortadoğu’da ise tüm hızıyla devam etmekte ve Türkiye’nin de
kapısına dayanmış gibi görünüyor!
***