Ermeni tehcirinin (sürgününün) bir soykırım olduğu iddiaları, bu
sürgünün 100’üncü yılında, yeniden uluslararası siyasetin gündemine
oturdu...
Beklenen bir olaydı.
Beklenen bir olaydı ama yeteneksiz ve beceriksiz politikacılar,
beklenen bu olaya karşı, Çanakkale Zaferi’nin kutlanması ile
Tehcir’i anma tarihlerini çakıştırmak gibi gülünç önlemlerin
ötesinde bir hazırlık yapamadılar...
İddialara karşı da, Türkiye’deki 100 bin kadar Ermeniyi sınır dışı
etmedikleri gibi garip, ilgisiz ve insanları irkilten bir savunma
ile yanıt vermeye çalıştılar.
***
Tehcirin yüzüncü yılında Türkiye artık yapayalnız:
Çünkü beceriksiz ve yeteneksiz politikacıların yaptıkları dış
politika yanlışları sonunda ne dünyada ne de bölgemizde doğru
dürüst bir müttefikimiz kaldı.
Eskiden dünyada ABD, Ortadoğu’da İsrail ve hatta Avrupa’da bazı
ülkeler, soykırım iddialarına karşı Türkiye’nin yanında yer
alırdı...
Şimdi bunların hepsi artık Türkiye’ye karşı tavır koyuyorlar.
***
Aslında 1915 sürgününün bir soy-kırım olup olmadığı sorunu,
soğukkanlı ve bilimsel bir yaklaşımla, gerek tarih gerekse hukuk
açısından hiçbir zaman yeterince tartışılmadı...
Daha çok siyasal bir yaklaşımla, Ermeni diyasporasının büyük bir
başarısı olarak, birtakım devletlerin parlamentolarınca karar
altına alındı ve birçok yerde “Ermeni soykırımı olmamış-tır” demek
hukuken yasaklandı.
Sırf bu gerçek bile konunun siyasal olarak ne kadar istismar
edildiğinin bir kanıtıdır.