Ermeni Sorunu ya da Soykırım Sorunu diyebileceğimiz sorunun,
milliyetçilik bağlamındaki tarihsel kökleri son derece
ilginçtir:
Ermenilerin Anadolu’daki varlıkları milattan önceye kadar
dayanır.
Unutmayalım ki, Müslümanlık, Hıristiyanlıktan 500 yıl sonra gelen
bir dindir...
Ve Anadolu, Müslüman Türkler tarafından 1000’li yıllarda
fethedilene kadar yüzyıllarca bir Hıristiyan toprağıdır.
Gerek Yunan gerekse Ermeni milliyetçiliğinin, dinden de beslenen
aşırı uçları, Anadolu’yu hâlâ anavatanları olarak görmekte, bin
yılı aşkın bir tarihi yok sayarak, bu topraklardaki Müslüman-Türk
varlığını yadsımaktadır.
Elbette Türk veya Yunan veya Ermeni aşırı uçlarının artık azınlıkta
kalan ütopik beklentileri üzerinden siyaset çözümlemesi yapmanın
bir anlamı yoktur...
Ama en azından konunun bir Hıristiyan-Müslüman karşıtlığı tarihine
sahip olduğunun ve her iki tarafın bilinç altlarında bu
karşıtlıkların yattığının bilinmesinde yarar vardır.
***
Anadolu’daki Ermeni varlığı MÖ IV. yüzyıla kadar dayanır...
Eski Anadolu tarihi, Ermeni, Roma, İran, Arap ve Türk savaşlarıyla,
ittifaklarıyla ve Haçlı Seferleriyle belirlenir.
Örneğin Arap-Müslüman-Türk fetihlerine karşı düzenlenen Birinci
Haçlı Seferi ile daha bin yıl önce, Ermenilere Kilikya’da bir
Ermeni Krallığı kurdurulmuştur.
Ama tarih, bir uygarlıklar mozaiği olan Anadolu ve yakın
çevresindeki toprakların sürekli el değiştirdiğine de tanıktır.