Müjdat Gezen Sanat Merkezi, MSM’yi kundaklama girişimi, aslında bir rejim sorunudur:
Yayımlanan bildiriler, olayın ne derece vahim olduğuna ve Türkiye’de Demokrasi’nin nasıl ciddi bir tehlike altında bulunduğuna işaret ediyor!
***
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı bildirisinin bazı bölümleri şöyle:
“Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne Yapılan Saldırı, ülkemizde aydın ve sanatçılar üzerinde uygulanan baskının artık Nazilerin Almanya’da iktidara geliş yıllarında uyguladığı yöntemlerle örtüştüğünü göstermesiyle özel bir önem taşıyor.
Bir ülkeyi, kendisi gibi düşünmeyenler için cehenneme çevirmeye kalkanlar, tarihin akışını tersine çeviremeyeceklerini bilmeli.
Galileo’ya dünyanın dönmediğini söyletmeye çalışan gericilikle, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni yakanlar aynı anlayışın temsilcileridir.
Dünya dönüyor, dönmeyi de sürdürecek.
Güneş her sabah doğuyor, yine doğacak ve hiçbir şey karanlıkta kalmadı, kalmayacak.
Bu saldırıyı yapanları ve azmettiricilerini kınıyor, failin yakalanarak kamuoyunun aydınlatılmasını talep ediyoruz.”
***
DİSK Genel Başkanı Kani Beko da bir açıklama yaptı; bazı bölümler şöyle:
Referanduma sayılı günler kala iktidarın sürdürdüğü kutuplaştırma kampanyaları bir saldırıya daha sebep oldu.
Ortaçağ karanlığının özlemi içerisindeki kimi yayın kuruluşuna bakıldığında görülecektir ki, MGSM’ye yapılan saldırı ne tesadüf ne de münferittir.
Halka gerçekleri ulaştırmaya çalışan gazeteciler iktidarın hoşuna gitmeyen haberleri nedeniyle hapishanelere doldurulurken, şiddet eylemlerini öven yayınlar “özgürce” düşmanlığı kışkırtmaya devam etmektedir.
Bu saldırı, aydınlık bir Türkiye isteyen herkese karşı yapılmıştır.
Ancak gün gibi ortada olan bir gerçek daha vardır ki, düşlerimiz yanmaz, tutuşmaz!