Muğlak: Arapçadan gelen bir
sıfat.
“Kapalı, anlaşılması güç,
karışık, çapraşık, farklı yönlere
çekilebilen” demek.
***
Benim “Linç KHK’si” dediğim 696
sayılı KHK’nin 121’inci maddesinde
yapılan düzenlemeyle, “Resmi bir sıfat taşıyıp
taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip
getirmediklerine bakılmaksızın 15/07/2016 tarihinde
gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile
bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması
kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci
fıkra hükümleri uygulanır” denilerek, resmi görevlilerin
yanında, sivillere de cezai sorumsuzluk getirildi.
Bu maddeye hukukçular karşı
çıktı:
Maddedeki ifadenin, “bütün muhalif
eylemlere karşı iktidar yanlısı sivillerin şiddet
uygulamasını özendirdiği ve bu nedenle de iç savaşı
kışkırttığı” biçiminde eleştiriler yapıldı.
Başbakan Binali Yıldırım’ın,
“Buna kim itiraz ediyorsa, bizim için
darbecilerden farkı yoktur, bu kadar açık söylüyorum”
demesi, eleştirenlerin kaygılarını
artırdı!
***
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
de bu konuda attığı iki tvitte şöyle
dedi:
1) “15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne
karşı arkasına bakmadan sokağa çıkıp direnen kahraman
vatandaşlarımızı koruma amacıyla çıkartıldığını düşündüğüm
696 sayılı KHK’nin yazımındaki hukuk diliyle bağdaşmayan
muğlaklık, hukuk devleti anlayışı açısından kaygı
vericidir.”
2) “İlerde hepimizi üzecek olaylara ve
gelişmelere fırsat vermemek için gözden geçirileceğini
ümit ediyorum.”
Buna karşılık, AKP Genel Başkanı
ve Cumhurbaşkanı Erdoğan (Bülent Arınç’ın
da Gül’ü desteklemesine atıf yaparak)
şöyle dedi:
“Geçmiş cumhurbaşkanımızın da, burada
kalkıp maalesef bir muğlaklıktan bahsetmiş olması
üzücüdür. Neye dayanarak siz böyle bir muğlaklıktan
bahsediyorsunuz? Hangi madde sizi bu muğlaklığa
itebiliyor? Bu üzücü olmuştur. Kendileri tarafından
yapılan o açıklama, aldığı retweet’lerle süreci çok
farklı bir yere doğru işletmiştir.”
Gül buna şöyle bir yanıt
verdi:
“Bir kararname yayımlandı. İyi niyetle
yapılmış bir kararname. Burada bir açık görüyorum,
durumdan vazife çıkartacak bazıları, böyle bir detay
var. Bunun önüne geçilmeli diye düşündüm. Bunu oraya
buraya çekmenin bir anlamı yok açıkçası. Ben hayatımı
devlete millete hizmet ederek geçirmiş eski bir
Cumhurbaşkanıyım. Bunun arkasında bir şey aranmasının
anlamı olmadığını düşünüyorum.”
Erdoğan, Abdullah Gül’ün tepkisini
ve Arınç’ın buna desteğini şöyle
değerlendirdi:
“Bizi şaşırtan, bu husumet kervanına
bizim dava arkadaşlarımızdan bazılarının katılması.
Yazıklar olsun. 16 Nisan’da da bugün bu kampanyaya
katılanlar ‘Evet’ demedi. Biz bir yolda aynı dava arkadaşı
değil miyiz? Nasıl oluyor da bir anda, affedersiniz
Bay Kemal’in kayığına biniyorsunuz?...”
***