Aslında dün de belirttiğim gibi bugün CHP’nin seçim bildirgesini tartışacaktım...
Ama burası AKP Türkiyesi:
Artık her gün, gündem değiştiren bir sarsıcı olayla karşılaşıyoruz...
Dün de Ahmet Hakan, evinin önünde saldırıya uğradı...
Bu olay, bireysel olmanın çok ötesinde, toplumu, siyaseti ve medyayı ilgilendiren bir konu olduğu için, ona öncelik vermek zorunda hissettim kendimi.
(Zaten saldırının bir yan ürünü de CHP bildirgesinin gündemden düşmesi olmadı mı? Ama bunu bile bile, bugün konuyu değiştirdim. Nasıl olsa, seçime kadar daha çok gün var!)
***
Niçin Ahmet Hakan da bir başkası değil?
Yanıt asında basit gibi görünüyor:
“Çünkü en çok satan gazetelerden birinde en çok okunan yazar ve en çok seyredilen haber kanallarından birinde de en çok seyredilen programı yapıyor, yani Türkiye’nin en etkili özgür (muhalif?) yazarı ve televizyoncusu” yanıtı doğru...
Ama yetersiz.
Ahmet Hakan’ı iktidar yanlılarının hedefi yapan birinci özelliği, onların içinden çıkmış, onların ait olduklarını iddia ettikleri ideoloji içinde yoğrulmuş, kısacası“onlardan” biri olması; bu özelliği “dönek” damgası yemesine yol açmış.
İkinci özelliği, “özgürlük” gibi “demokrasi” gibi, iktidarın, içlerini boşaltarak kullandığı birtakım evrensel değerlere bağlılığı ve bu bağılılık üzerinden, “iktidarın ve iktidaryanlılarının” foyalarını meydana çıkarması.