“Şahsım Devleti”, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıktı...
Ama onun yerine kendi devletini kuramadı...
Sonuç olarak ortada ne yasa kaldı, ne kural, ne gelenek:
Sadece kişiye, kişisel ilişkilere, çıkarlara, duruma, konjonktüre, iç ve dış siyaset dengelerine göre her an değişen, bu nedenle de önceden kestirilmesi olanaklı olmayan kişisel kararlar topluma egemen oldu.
Siyasal, ekonomik, hukuksal, toplumsal kültürel bütün süreçlerdeki karar mekanizmalarının tek kişinin elinde toplandığı “Şahsım Devleti” açısından “otorite boşluğundan” söz etmek okurlarıma garip gelebilir.
Çünkü ucube yapı, sanki muazzam bir kişisel otorite bütün toplumu yönetiyormuş gibi bir izlenim verebilir.
Oysa bu izlenim yanıltıcıdır:
Bugün Türkiye’de tam bir otorite boşluğu yaşanmaktadır...