Michigan’da Master yaparken, hem
insana duyduğum meraktan hem de eğitim programında önerildiği için,
çok yoğun olarak psikoloji ve psikopatoloji (psikolojik
hastalıklar) dersleri almıştım.
Son zamanlarda toplumca, etnik ve mezhepsel
eksenlere ilaveten, siyasal ve kültürel olarak, hatta yemek, içmek,
gezmek, eğlenmek gibi, günlük yaşamın olağan alanlarında bile
karşıt gruplara bölündüğümüzü, birbirimize çok düşmanlaştığımızı,
üstelik de geniş halk kitleleriyle yöneticilerimiz arasında bu
konularda ciddi teşhis farkları oluştuğunu görmeye başlayınca acaba
“toplumsal kökenli bir psikoz ile mi karşı karşıyayız?”
diye düşündüm.
***
Psikoz, gerçeklerden kopmak
demektir...
Kimi zaman geçicidir, kimi zaman kalıcı nitelik
taşır; insanların çevrelerindeki gerçekleri, olduklarından farklı
biçimde algılamalarını ve üstelik de bu algıları, yine
bağlamlarından kopuk biçimde yorumlamalarını içerir.
***
İnsanlar neden psikoza
yakalanır:
1) Ölüm, hastalık, terk edilme, işten atılma
gibi büyük acılar yaşadıklarında...
2) Çözüm yeteneklerini aşan, çözemeyeceklerini
düşündükleri sorunlarla karşılaştıklarında; yetenekleri
ihtiraslarının çok gerisinde kaldığında...
3) Duygularında, düşüncelerinde, inançlarında,
ilişkilerinde tutum ve davranışlarında, büyük çelişkiler, uzlaşmaz
zıtlıklar yaşadıklarında...
4) Büyük ve/veya sürekli baskılar altında
kaldıklarında...
5) Ait olduklarını düşündükleri gruplar
tarafından dışlandıklarında...
6) Kendilerini büyük bir tehdit altında
hissettiklerinde, korktuklarında...
7) Zaten hassas oldukları konularda üst üste
darbe yediklerinde ve çok üzüldüklerinde...
8) Başka çelişki ve/veya gerginlik
hallerinde.
***