Türkiye’deki son Rusya ve İran ile yapılan zirve, bana göre “Dağ fare doğurdu” denilebilecek yuvarlak sonuç laflarıyla geçiştirilen, Türkiye’nin zaten yanlış olan Suriye politikası bakımından da başarısız bir toplantı oldu.
***
Ortadoğu krizinin temelini
anımsayalım:
11 Eylül 2001 İkiz Kuleler saldırısından sonra,
ABD tarafından, aslında temelleri daha önce Neocon’lar tarafından
atılan ve kuramsal çerçevesi de Huntington
tarafından çizilen bir “Radikal Siyasal İslamla
mücadele stratejisi” oluşturuldu:
Bu stratejiye göre, “Radikal
Siyasal İslam”a karşı “Ilımlı (Amerikancı) İslam”
demokratik bir siyasal model olarak desteklenecek ve Ortadoğu bu
modele göre yeniden düzenlenecekti.
Bu stratejinin arkasında, İsrail’in güvenliği
için, düşman Arap ülkelerinin arasında dost bir Kürt Devleti
kurulması hedefi de yatıyordu; böylece “bir taşla iki kuş
vurulacaktı”.
Zamanın ABD Dışişleri Bakanı
Condoleezza Rice, Ortadoğu’da sınırların yeniden
çizileceğini söylerken bu stratejiye ve hedefe atıf
yapıyordu.
Batı’ya yönelik Radikal Siyasal İslam terörü
saldırısının “Demokratik Ilımlı (Amerikancı)
İslam” modeliyle ve İsrail’e yönelik Arap/İran tehdidinin
de yeni bir Kürt Devleti aracılığıyla önleneceği umut
edilmişti.
Modelin üç sakat tarafı
vardı:
Birinci olarak, Amerikancı
İslamdan demokrasi bekleniyordu ama İslami partilerin demokrasiyi
sadece kendileri için istediği dikkatten kaçmıştı.
İkinci olarak, mevcut
devletlerin rejimlerinin değiştirilmesi amaçlanıyordu ama rejimler
devrilince bölgeye istikrarsızlığın egemen olacağı ve bunun Radikal
Siyasal İslamın güçlenmesine yol açacağı
öngörülememişti.
Üçüncü olarak, Akdeniz’e
çıkışı da olan yeni bir Kürt Devleti kuruluşunun başta Türkiye
olmak kaydıyla mevcut bölge devletleri tarafından dirençle
karşılaşacağı ve bunun nasıl aşılacağı tam düşünülmemişti.
(Türkiye’deki “Kürt Açılımı” bu bağlamda anlamlı bir
projeydi, ama iktidarını zayıflatacağı gerekçesiyle AKP tarafından
fiyasko ile sonuçlandırılması, ABD’nin hesaplarını altüst
etti.)
***
Türkiye’de de AKP,
Ortadoğu’daki bu “Ilımlı (Amerikancı)
Liberal İslam” modeli çerçevesinde
“Stratejik ortak” olarak
seçilmişti.
Fakat “Ilımlı (Amerikancı)
İslam” modeli Kuzey Afrika’da ve Ortadoğu’da tam bir
trajedi ile sonuçlandı; bölgeyi istikrarsızlaştırdı, bölünme, kan
ve gözyaşı getirdi.
Bu çerçevede bir zamanlar “Model
Ülke-Stratejik Ortak” olarak tanımlanan Türkiye’de de
modelin, özgürlükçülüğe doğru değil, baskıya doğru evrildiği
görüldü.
Kuzey Irak’ta kurulmuş olan Kürt Devleti’nin
Suriye üzerinden oluşturulacak bir koridorla Akdeniz’e ulaşması ise
Türkiye’nin büyük direnciyle karşılaştı.
ABD’nin artık bu başarısız
stratejide ısrarı pek olanaklı
görünmüyor!
***