Erdoğan/AKP iktidarı
Türkiye Cumhuriyeti’nin Parlamenter
Demokratik Rejimi’ni değiştirdi:
Yamalı bohça gibi, tutarsız ve “ucube”
bir Anayasa ile kurdukları ve adına da zaten garip bir biçimde
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” dedikleri Tek
Adam Rejimi, 16 Nisan 2017 Halkoylaması ve 24 Haziran seçimleriyle
iyice yürürlüğe girdi.
Bu süreç, Demokrasinin olmazsa
olmaz “şeffaf ve adil seçim” ilkesi
zedelenerek, zorla gerçekleştirildi.
12 Eylül 2010
Halkoylaması’ndan beri hızla devam eden bu süreci
engelleyemeyen Anamuhalefet Partisi
CHP, seçimlere ve halkoylamalarına
katılarak, zorla dayatılan bu değişimi
meşrulaştırdığı ve hatta ona destek olduğu
gerekçesiyle eleştiriliyor.
***
Sosyal Medya’da, özellikle
de Twitter’da gözlenen, yerel seçimlerde
CHP’yi boykot hareketi şu temel
nedenlerden kaynaklanıyor:
1) Erdoğan/AKP
iktidarının, halkoylamalarını ve seçimleri, (yargıyı da arkasına
alarak) demokrasinin eşitlik ve şeffaflık ilkeleri bir yana, mevcut
Anayasa ve Yasa hükümlerine bile uymadan yapışı, seçmenin sandığa
olan güvenini yok etmiştir.
Sandığa güvenini yitiren seçmen “Ne
oy kullanırsak kullanalım zaten bir anlamı yok”
diye düşünmektedir.
2) CHP’nin lideri, 16 Nisan 2017’de Demokratik
Rejime darbe niteliği taşıyan ve yürürlükteki yasalara aykırı
olarak sonuçlandırılan halkoylamasında, bizzat kendisinin
kazandığını ilan ettiği “Hayır” oylarına sahip çıkamadığı
ve Demokratik Rejimi koruyamadığı için, seçmen tarafından yetersiz
görülmektedir.
Seçmen “Mademki oyuma sahip
çıkılamıyor, niye oy kullanayım” demektedir.
3) 24 Haziran 2018 seçimlerinde, muhalefetin
Cumhurbaşkanlığı’nı kazanacağı konusunda toplumda büyük bir
beklenti yaratılmış ama kamuoyunda, hem CHP ve lideri, hem de CHP
adayı tarafından bu beklentinin gerektirdiği kararlılık, özen ve
çabanın gösterilmediği konusunda bir izlenim oluşmuştur.
Muhalefetin beklentisi yüksek olduğu için sonuç
alınamayınca, düş kırıklığı da büyük ve yıkıcı bir etki yapmış, bu
etki seçmeni CHP’yi cezalandırmaya yöneltmiştir.
***
Bu temel nedenlere ek
olarak:
1) Kılıçdaroğlu ve ekibine
yöneltilen Siyasal/İdeolojik/Atatürkçü eleştirilerin
birikimi...
2) Parti içi muhalefetin
(İnce’nin başarısından da etkilenerek) neredeyse
delegelerin yarısının desteğini alması ama kurultay isteklerinin
karşılanmamış olması...
3) Öteki muhalif parti seçmenlerinin
destekleyici tutumları (elbette AKP’lilerin sevinçli
katkılarıyla)...
Yönetim aleyhine oluşan, ama esas olarak CHP’yi
büyük ölçüde zedeleyecek olan bu ciddi boykot hareketini daha da
yaygınlaştırmaktadır.
***