Sevgili okurlarım, değerli savcı ve
yargıçlarımıza Hukuk Dersleri vermek elbette benim haddim
değil.
Haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında
suskunluklarını koruyan anlı şanlı Hukuk Profesörlerinin yerine
burada Hukuk Dersleri vermek ise hiç işim
değil!
Geçen yazımda, Anayasa Mahkemesi’nin bir
kararını özetleyerek savcı ve yargıçlarımız için bazı
anımsatmalar yapmıştım.
Hemen sevinçle belirtmeliyim ki, bu konuda
(elbette benim yazımdan önce ve ondan bağımsız olarak AYM kararını
uygulamak için) mahkemelerimiz, “Barış Akademisyenleri”
denilen davada beraat kararları vermeye başlamışlardı.
Bu yazıda henüz bir Yargıtay kararına
dönüşmemiş olan, ama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından
yayımlanmış olduğu için önemli olan “Cumhuriyet Gazetesi
Mensupları” davasına ilişkin bir “mütalaanın” veya
“tebliğnamenin” ifade özgürlüğü konusundaki bir
göndermesinin özetini vereceğim.
***
Başsavcılık, düşünce açıklamalarına
ilişkin söz ve metinler bütünüyle ele alındığında şu hususlara
önem verildiğini belirtmektedir:
1) Toplumun bir kesimi için hoş
olmayan...
2) Sert bir üslupla dile
getirilen...
3) Rahatsız edici hatta şok edici, incitici
olan...
Ağır eleştiri
ifadeleri:
1) Şiddeti ve terör eylemlerini
övmediği...
2) Kişileri ve toplulukları terör yöntemlerini
benimsemeye veya şiddet kullanmaya tahrik ve teşvik
etmediği...
3) Irkçılık ve nefret söylemleri
içermediği...
4) İntikam almayı hedeflemediği...
5) Silahlı direniş çağrısında
bulunmadığı...
6) Özel hayatın gizliliğini ihlal ile kişisel
itibara saldırı niteliği taşımadığı...
Sürece:
Sınırlanamaz; çünkü bu nitelikleri
taşımayan ifadelerin sınırlandırılması demokratik toplumda gerekli
değildir.
***
Başsavcılığın Cumhuriyet Mensupları
için verdiği mütalaada daha pek çok nokta
vurgulanıyor.
İçlerinde benim katıldığım ve katılmadığım
görüşler var. Bu konuda kararı elbette Yargıtay
verecek.
Bu yazıda sadece AİHM kararlarına atıf
yaparak vurguladığı bir hususu belirtmek ve böylece savcı ve
yargıçlarımıza yardımcı olmak istedim.
***