Emre Kongar Cumhuriyet Gazetesi

Seçilmişliğin sınırları

“Seçilmiş olmak, size sınırsız devlet, millet aleyhinde tasarruf yetkisini vermez.Çalışma alanın neyse, bu alan içerisinde çalışacaksın.” Hemen açıklamalıyım ki, bu...

15 Eylül 2016 | 505 okunma

“Seçilmiş olmak, size sınırsız devlet, millet aleyhinde tasarruf yetkisini vermez.Çalışma alanın neyse, bu alan içerisinde çalışacaksın.” 
Hemen açıklamalıyım ki, bu ifade benim değil: 
Bunları, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurban Bayramı’nın ikinci günü olan 13 Eylül 2016 tarihinde, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “79 milyon bir bayrak altında bayramınız mübarek olsun”etkinliğinde yaptığı konuşmada, görevden alınan ve yerlerine kayyım atanan belediye başkanları bağlamında söyledi. 
Demek ki neymiş? 
Seçilmiş olanlar: 
1) Sınırsız bir biçimde devlet ve millet aleyhinde işler yapamazlarmış.
2) Çalışma alanı dışına çıkamazlarmış.

***

Elbette birinci ölçütteki “sınırsız” sözcüğü, seçilmiş olanların “sınırlı” bir biçimde devlet ve millet aleyhine tasarruf yapabilirler anlamını taşımıyor... 
Devlet ve millet aleyhinde tasarruflarda bulunanların yetki alanlarının “sınırsız” olmadığını, “sınırlı olduğunu” vurgulamak için kullanılmış bir sözcük.

***

Seçilmişlerin sınırlarını belirleyen birinci ölçütteki asıl sorun “devlet, millet aleyhinde” tanımından kaynaklanıyor: 
Elbette, terör, cinayet, soygun, rüşvet, yolsuzluk gibi sadece yasalara değil, toplumun tümüne karşı olan eylemler bu tanımın içine rahatlıkla girebilir: 
Hiç kimse, seçilmiş olduğu için, terör eylemi yapmaya, cinayet işlemeye, soygun yapmaya, rüşvet almaya, yolsuzluk yapmaya hak kazanmaz! 
İş, iç ve dış politika sorunlarına gelince “devlet ve millet aleyhine” ölçütü birdenbire çok tartışmalı bir nitelik kazanıyor: 
Somut örneklerden sadece bir tekinin üzerinden tartışırsak; örneğin, komşulardaki iç savaşa karışmak “devlet ve millet aleyhine işler” arasına girer mi girmez mi? 
Amacım bu yazıda sadece “seçilmişlerin sınırları” konusunu irdelemek olduğu için bu dış soruna girmiyor, sadece bu birinci ölçütün iç ve dış siyaset alanlarında çok“tartışmalı” olduğuna işaret etmekle yetiniyorum.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Milli eğitim ve laiklik (2) 22 Kasım 2024 | 72 Okunma Milli eğitim ve laiklik (1) 21 Kasım 2024 | 223 Okunma Topyekûn saldırıya karşı topyekûn direniş! 19 Kasım 2024 | 297 Okunma Devlet çöktüğünde! 17 Kasım 2024 | 132 Okunma Demokratik örgütlü direniş (3) 15 Kasım 2024 | 87 Okunma