İnsan, doğayla savaşımında
teknolojiyi yarattı.
İnsan/doğa çelişkisinin
yarattığı teknoloji, icat edildiği andan
itibaren, bu teknolojiye sahip olanlarla
sahip olmayanlar arasında, insan/insan
çelişkisine yol açtı.
İnsan/insan çelişkisi ise:
Devletin icadından bile önce...
Aile ve aşiret halinde yaşayan
insanlardan bugüne dek...
“ADALET” kavramını, iktidar ve
yönetim ilişkilerinin merkezine
oturttu.
***
Cumhuriyet Gazetesi’nden
Hakan Kara, Musa Kart, Önder Çelik,
TurhanGünay, Güray Öz, Kadri Gürsel,
Murat Sabuncu, Akın Atalay, Mustafa
Kemal Güngör, Bülent Utku, Ahmet Şık ve
onlar gibi daha pek çok
insan...
Silivri’de tutuklu.
Bir bölümü, haklarında henüz iddianame bile yazılmadan, çok
tartışmalı kararlarla, aylardır hapiste çürütülüyor.
Hangi gerekçelerle “kitabına
uydurulmuş olursa olsun”, bu
durum:
Demokrasi...
İnsan Hakları...
Hukuk Devleti...
Anayasa...
Açılarından büyük sorunlara
işaret ediyor!
İleride, “Bu ayıp işlendiği sırada Yüksek Mahkemeler, Yüksek
Yargıçlar ne yapıyorlardı” diye merak edilmeyecek mi?
***
Ben bu durumun, dünya hukuk
tarihi ve adalet literatürü açılarından ne
ifade ettiğini vurgulamak açısından
800 yıl önce İngiltere’de kabul edilmiş
olan Magna Carta’nın bazı maddelerini
aşağıya aldım.*
38. Bundan böyle hiçbir hâkim herhangi bir kimseyi ilgili olayda
doğru ve güvenilir deliller ortaya koymadan dava edemez.
39. Kendi zümresinden olanlar ya da ülkenin ilgili yasalarına uygun
olarak verilen bir karar olmadıkça hiçbir özgür kişi tutuklanamaz,
hapse atılamaz, mal ve mülkü elinden alınamaz, sürgüne yollanamaz
ya da herhangi bir biçimde kötü muameleye maruz
bırakılamaz.
40. Kimseye hakkı ya da adaleti satmayacağız, men etmeyeceğiz ya da
geciktirmeyeceğiz.
45. Krallığın yasalarını bilmeyen ve bu yasalara tümüyle uyacağına
kanaat getirmediğimiz kişileri hâkim, vali, şerif ya da sınırlı
yetkili hâkim olarak atamayacağız.