Gazeteci gerçekleri arar, kamuya haber ve bilgi verir:
Gazeteci, vali, emniyet müdürü, savcı, yargıç, politikacı,
milletvekili, müsteşar, bakan, başbakan, asker, esnaf, tüccar,
işadamı, halkla ilişkiler uzmanı değildir...
Gazeteci gerçeği, sadece gerçeği arayan ve onu kamuya yansıtmaya
çalışan bir meslek uzmanı, bir profesyoneldir.
***
Gazetecilik bir kamu hizmetidir:
Haber ve bilgiye serbestçe ulaşma hakkı ve özgürlüğü, demokrasinin
temel hak ve özgürlüklerinin başında yer alır.
Gazeteci işte bu hak ve özgürlüğün kullanılmasından sorumlu olan
esas kişidir.
***
Gazetecilik o kadar önemlidir ki, pek çok ülkedeki siyasetin
biçimlenmesinde, politikacıların kaderlerinin belirlenmesinde rol
oynamıştır.
Elbette siyasetin ve siyasilerin gizli kapaklı, ahlak veya yasadışı
işlerinden söz ediyoruz.
Örneğin, “Watergate Skandalı” Amerikan politikasını ve Amerikan
Başkanı’nın kaderini etkilemiştir.
Elbette böyle büyük olayların filmi de yapılır...
Nitekim “Watergate Skandalı”nın da filmi yapılmıştır.
İşte Spotlight da böyle bir film.
Film, adını, Bostan Globe gazetesinin, 4 kişiden oluşan araştırma
biriminin isminden almış.
Esas olarak, gazetenin genel yayın yönetmeninin değişmesiyle,
“Spotlight” biriminin, Katolik rahiplerin yaptıkları çocuk
tacizlerini araştırmasını anlatıyor.
Hepsi ünlü olan senarist, yönetmen, oyuncular, son derece
başarılı.
Gerilim hiç azalmıyor...
Sahte kahramanlıklar yaratmak gibi ucuz numaralar yapılmamış...
Son derece gerçekçi ve sürükleyici bir film.
***
Senaryo mükemmel:
Kilisede vaaz veren bir rahip: “İnternet (www) çıktığında bana
gerek kalmayacak diye korkmuştum ama bilgi ayrı, inanç ayrı değil
mi” diyerek din ile gerçekler arasındaki farkı belirtiyor.
Yine bir yerde, “Bir çocuk yetiştirmek bir köy ister; bir çocuk
taciz etmek de bir köy ister” diye, susanların da çocuk
tacizcilerinin sorumluluğuna ortak olduklarına vurgu yapılıyor.
Senaryodan da, yönetimden de, oyunculuktan da verilecek pek çok
örnek var ama filmin tadını kaçırmamak için ayrıntıya girmiyorum;
mutlaka görün.