Emre Kongar Cumhuriyet Gazetesi

Tarihe Görmez bakışı!

En tehlikeli yanlışlar, doğrularla harmanlanmış yanlışlardır!  Çünkü geniş kitleler, doğrulara bakarak onların içine yerleştirilmiş bulunan yanlışları da doğru...

20 Aralık 2015 | 527 okunma

En tehlikeli yanlışlar, doğrularla harmanlanmış yanlışlardır! 
Çünkü geniş kitleler, doğrulara bakarak onların içine yerleştirilmiş bulunan yanlışları da doğru sanırlar! 
Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in son beyanı da böyle, doğrularla yanlışları birbirine karıştıran ifadelerdir.

***

Önce doğru bölümüne bakalım: 
Hz. İsa’nın getirdiği rahmet mesajlarından tarihte onlarca defa Haçlı Seferleri çıkarılabildi. Hz. Musa’nın mesajlarının bu coğrafyada hâlâ Siyonizm eliyle nasıl bir ideolojiye dönüştürüldüğünü hâlâ acı acı görüyoruz. 
Son yıllarda DAİŞ, Boko Haram, El Kâide gibi birtakım örgütler marifetiyle İslamın rahmet mesajlarının nasıl çarpıtıldığını ve ilahi kitabın, Peygamber’in mesajlarını nasıl insanların kendi ideolojilerine alet edebildiğine hep birlikte şahit oluyoruz. 
Doğru, çünkü bütün tektanrılı dinler, bütün ideolojiler gibi, şu ya da bu biçimde şiddetin, savaşın gerekçesi olarak kullanılmışlardır! 
Şimdi de yanlış bölümünü görelim: 
Fransız ihtilaliyle birlikte insanlık başka bir arayış içine girdi. Dinlerin dışında daha seküler bir dünya kurmayı tasarladı. Fakat sekülerizm dinlerden kaynaklanan şiddeti de geride bırakarak dünyayı topyekûn bir savaşın içine soktu. İnsanlar da bilimsel keşiflerle atom bombasını düşünebildi. Kimyasal silahları üretti ve tarihteki savaşlarda ölen bütün insanların birkaç katını modern zamanlardaki savaşlarda kaybettik. 
Yanlış çünkü savaşların nedeni sekülerizm değil! 
Evet, seküler dediği bilim atomu parçaladı ama ondan bomba yapan dinleri de şiddet gerekçesi olarak kullanan, kendisinin de dini saptırmakla suçladığı, o insanoğlu. 
İnsanlık din egemenliğinde kalsaydı, atom parçalanmaz, bomba da yapılmazdı, ama Ortaçağ devam eder ve kelleler sadece kılıçla doğranırdı. 
Ayrıca, unutmayalım, savaşlar seküler ideoloji şemsiyesi altında değil, sömürgeler için, dine de dayalı olan faşizmin ideolojik şemsiyesi altında çıkarıldı. 
Tekrar bir doğru bölüm: 
Afganistan, Irak, Bosna, Çeçenistan’da savaşların sonunda eğitimden yoksun, vahşetin gölgesinde yetişen nesiller ortaya çıktı. Yaralı bilinçler ve ölümcül kimlikler çoğaldı. Göçler başladı. Göçmenler entegre olamadı. Ötekileştirildiler. 
Emperyalizmin adını anmıyor ama sömürü savaşlarına ve onların sonuçlarına işaret ediyor.
Ve yanlış başlayıp doğru biten sonuç paragrafı! 
Göçmenlerin dini yanlış öğrenen çocuklarıyla, coğrafyada şiddetin gölgesinde yetişen gençler arasında yakınlık oluştu. Dolayısıyla bu nesiller dine ideoloji olarak sarılmayı tercih etti. Şimdi insanlık olarak bütün bu yaşadığımız sorunların acılarını çekiyoruz. 
Göçmenlerin çocukları dini yanlış öğrenmiyor. 
Dinin doğru öğretildiği dönemlerdeki vahşeti yukarıda zaten kendisi de vurgulamıştı. 
Ama yoksul ve göçmenlerin dine sarıldığı doğru. 
“Dine ideoloji olarak sarılmak” sözünün ise bir kötülük olarak kullanılması yanlış elbette, çünkü din zaten bir ideolojidir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Milli eğitim ve laiklik (2) 22 Kasım 2024 | 74 Okunma Milli eğitim ve laiklik (1) 21 Kasım 2024 | 223 Okunma Topyekûn saldırıya karşı topyekûn direniş! 19 Kasım 2024 | 297 Okunma Devlet çöktüğünde! 17 Kasım 2024 | 132 Okunma Demokratik örgütlü direniş (3) 15 Kasım 2024 | 87 Okunma