Skandal, Üsküdar’daki
İTÜ Geliştirme Vakfı Beylerbeyi
İlkokulu 4. sınıf öğrencilerinden birinin
velisinin, evladının din dersinden muaf
tutulmasını istemesiyle
başlıyor:
“Henüz yaş itibarıyla soyut
işlemler dönemine geçmediği için, anlatılan soyut
konuları anlamıyordu, kafası karışıyordu, evde
sorular sormaya başlamıştı. Bazı kavramlara dili
bile dönmüyordu.
9-10 yaşındaki bir çocuk kendi
özgür iradesiyle herhangi bir dinsel sisteme inanıp
inanmama tercihinde bulunabilecek bir bilinçte
değil.
Dolayısıyla o yaşta çocuğa hangi
dini öğretirseniz öğretin, bu bir dayatmadır.
Yetişkin olduğunda, kendisini entelektüel olarak
donattığı zaman istediği kararı verebilir. Şu
anda devlet eliyle ona bir dinin, bir mezhebin
dayatılıyor olmasına karşı durdum.”
***
İntihar videosu
“Çocuğum derslere ilk girmeye
başladığında evde bunun olumsuz sonuçlarını
almaya başladık. Korkmaya başladı. Din öğretmeni
diyor ki, sınava girerken besmele çekerseniz
sınavınız iyi geçer. Çocuğun böyle bir anlayışı
yok. Çocuk, sınavının iyi geçmesi için çalışması ve
öğrenmesi gerektiğini biliyor ama din öğretmeni
çocuğun aklını karıştırdı ‘besmele çekerseniz
sınavınız iyi geçer’ diye....
Din dersi öğretmeni 9 yaşındaki
çocuklara intihar videosu izletti. Pek çok çocuk
odasında tek başına yatabilirken, bu olaydan sonra
evde yalnız kalamamaya başladılar.”
***
MEB’den skandal
yazı
http://Sol.org.tr
Sol.org.tr. sitesindeki habere göre, İstanbul İl Milli
Eğitim Müdürlüğü, Selnur Aysever’in, çocuğunun
zorunlu din dersinden muaf tutulması için yaptığı 5 Ekim 2017
tarihli başvuruya, 10 Kasım 2017’de, Anayasa’ya aykırı olan akıl
almaz bir yanıt veriyor:
“Hristiyan ya da Musevi
dinlerinden birine mensup olduğunuzu
belgelendirin” diyerek bu isteği
reddediyor.
Aysever bunun üzerine avukatı Özge
Demir aracılığıyla idare mahkemesine
başvuruyor.
İstanbul 4. İdare Mahkemesi İstanbul İl Milli
Eğitim Müdürlüğü’nün “ret” işlemini hukuka aykırı bularak
oybirliğiyle iptal ediyor.
Mahkeme, gerekçe
olarak, Anayasa Mahkemesi’nin,
Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nin
ilgili karar ve içtihatlarına
dayandırarak şöyle
diyor:
“Bir öğrenci velisinin
çocuğunun din dersinden muaf tutulmasını
sağlamak için herhangi bir dine mensup olduğunu
veya olmadığını veyahut inanmadığını açıklamak
durumunda bırakılması 2709 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası’nın ‘VI. Din ve Vicdan
Hürriyeti’ başlıklı 24. maddesinde yer alan
‘kimse dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz’
hükmüne açıkça aykırılık
oluşturacaktır.
Yukarıda atıf yapılan AİHM’nin
verdiği ihlal kararları ve sadece Hıristiyanlık
ve Musevilik dinlerine inanan öğrencilere din
dersinden muafiyet imkânının tanınmasının, diğer
dinlere inanan, hiçbir dine inanmayan ya da
Tanrıtanımaz kişiler açısından eşitsizlik yaratacak
olması karşısında, davacının çocuğunun din
dersinden muaf tutulması talebinin, ‘Hıristiyan ve
Musevi dinlerinden birine mensubiyetini belgelendirme’ koşuluna
bağlanmak suretiyle reddedilmesine ilişkin dava
konusu işlemde hukuka uyarlık
bulunmamaktadır.”
***