Türkiye Cumhuriyeti, Parlamenter Demokrasi modeline göre kuruldu:
İstiklal Savaşı’nı kazanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Meclis Hükümeti döneminde çıkan bir kriz üzerine, Cumhuriyeti ilan ederek Parlamenter Demokrasi’yi kurdu.
Oysa toplum, başta halifelik olmak üzere, her türlü otoriter yönetime uygun bir Din-Tarım toplumu niteliğindeydi...
Nüfus esas olarak kendilerini padişahın kulu olarak görmeye koşullanmış olan köylülerden oluşuyordu.
Mustafa Kemal Atatürk’e de önce, hem içeriden hem de dışarıdan halife olması önerilmiş, o ise “Halifeliğin devri çoktan kapandı” diyerek bunu reddetmişti.
Dönem, ırkçı milliyetçiliğin filizlenme dönemiydi...
Mussolini ve Hitler ufukta sezilmeye başlamıştı.
Tam bu sırada Mustafa Kemal Atatürk de Osmanlı’nın mirası olan köylü kullardan oluşan bir “İslam Ümmeti”nden kentli ve çağdaş bir “Türk Milleti” yaratmaya çalışıyordu.