Toplumun yeniden biçimlendirildiği, “Darbe-Karşı Darbe günleri”
bağlamında, AKP-Erdoğan iktidarına verilen Olağanüstü Hal yetkileri
ile tüm toplumu kapsayan bir “Temizlik” ve “Yeniden yapılanma”
yaşanıyor:
On binlerce kişi işinden atıldı, binlerce kişi gözaltında.
Bu arada TSK sivil otoriteye bağlandı ve YAŞ’ın yapısı
değiştirildi, askeri okulların tümü kapatıldı.
***
Şimdilik görülen; klasik bir “Darbe temizliği” ve TSK’de
“Yeniden yapılanma”:
“Temizlik” açısından, sivil ve asker bürokrasi, yargı,
üniversiteler, okullar, medya, vakıflar, holdingiler, sivil toplum
kuruluşları ve bir banka hedefte!
Herhalde kimsenin, sivil ve asker bürokrasi ile yargı mensuplarının
yargılanmasına, “adil bir süreç isteği” dışında bir diyeceği
olmaz...
Çünkü bunlar fiilen ülkeyi yöneten, insanların kaderlerine egemen
olan eylem ve söylem sahibi kesimler.
“Yeniden yapılanma” açısından, TSK’nin sivillerin emrine bağlanması
ve askeri okulların tümünün kapatılması ise ayrı bir yazı
konusu.
Üniversiteler, medya, vakıflar, holdingler, sivil toplum
kuruluşları ve bir bankadaki temizliğe gelince:
Elbette buralarda çalışanların da, bir kalkışmaya, şiddet ve teröre
fiilen katılmaları veya açıkça destek vermeleri halinde,
yargılanmaları kadar doğal bir işlem olamaz.
Ama hiçbir kalkışma, darbe veya terör olayına karışmamış, açıkça
destek vermemiş olanların, sadece ideolojilerinden veya
fikirlerinden dolayı cezalandırılmaları “Demokratik ve laik bir
Hukuk Devleti” bağlamında kabul edilemez.
***
Bir “Darbe temizliğinin” ve şimdilik sadece TSK bağlamında
görülen “Yeniden yapılanmanın” esas amacı, Demokrasiyi rayına
oturtmaktır.
Demokrasinin rayına oturtulması ise ancak Laik bir Hukuk Devleti
çerçevesinde olanaklıdır.