Toplumsal dinamikler kimi zaman
toplumları patlamaya hazır dinamitler haline
getirirler:
Bir toplumdaki değişmeler, dışa vurumları engellendiği zaman, o
toplumu bir dinamit haline getirir ve mutlaka bir patlamaya yol
açarlar.
Buna karşılık değişme ve gelişme
dinamiklerinin dışa vurumlarının,
özellikle de siyasal iktidara yansımalarının
engellenmediği toplumlar
dinamitleşmezler.
İster teknolojik kökenli
olsun, isterse ideolojik, toplumsal, ekonomik ve kültürel
değişmeleri siyasal iktidara şeffaf, doğru, dürüst ve hızlı
yansıtacak mekanizmaların bulunduğu Demokratik Toplumlarda pek
patlama görülmez...
Örneğin, Fransa’da başlayan ve tüm dünyayı etkileyen 1968 öğrenci
olayları gibi ani ve güçlü değişme gösterileri bile, bunalıma
dönüşmeden toplum tarafından özümlenir.
Buna karşılık siyasal yapısı değişme ve gelişmeleri özümlemeye
uygun olmayan toplumlar, (örneğin Din/ Tarım toplumları veya
diktatörlükler) patlamalar ve hatta büyük patlamalar yaşarlar.
Örneğin yine Fransa’da 1789’da Bastille’in zaptı ile başlayan
Fransız Devrimi, yılların teknolojik ve ideolojik birikimlerinin
kesiştiği Endüstri Devrimini insanlığın siyasal egemenlik biçimine
yansıtan bir patlama olarak, hem çok kanlı olmuş, hem inişli
çıkışlı yaşanmış hem de çok uzun sürmüştür.
Sovyetler Birliği’nde Komünizmin çökmesi, Doğu Avrupa, Balkanlar,
Kafkaslar ve Orta Asya’da yıllarca süren kanlı olaylara yol
açmıştır.
İç dinamiklerden kaynaklanan değişme birikimleri, ABD müdahalesi
gibi dış dinamikler tarafından da yönlendirildiği zaman, son
yıllarda Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da görüldüğü gibi, ortalık daha
da karışmakta, pat...