Türkiye’nin Batı standartlarında Demokratik ve Laik bir Hukuk Devleti mi, yoksa bir Ortadoğu Diktatörlüğü mü olduğu, iktidarın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği karara uyup uymaması ile iyice tartışmaya açılacak.
Türkiye’nin de kararlarına uyacağını taahhüt ettiği AİHM, HDP’nin cezaevindeki eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın “yeterli” gerekçeler olmadan uzun süre tutuklu bulunduğuna, serbest bırakılması ve tutuksuz yargılanması gerektiğine hükmetti.
AİHM, ayrıca, dava öncesi tutukluluk süresinin uzun olmasının Demirtaş’ın Meclis’teki siyasi faaliyetlerde yer alamamasına yol açtığını, bunun da ifade özgürlüğü ile seçme ve seçilme özgürlüğüne haksız müdahale anlamına geldiğini belirtti.
Mahkeme, 16 Nisan 2017’de yapılan Anayasa Referandumu ile 24 Haziran 2018’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde tutukluluğun uzatılmasının, demokratik bir toplumun temelinde yer alan “çoğulculuğu baltaladığına ve bağımsız siyasi tartışmaların yürütülmesini sınırladığına” hükmetti.
Böylece Türkiye’deki “Demokratik Rejim” hakkında çok ciddi bir de eleştiri yapmış oldu.
AİHM’in kararında, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, AİHS’in “Herkes özgürlük ve güvenlik hakkına sahiptir” diye başlayan 5. Madde hükümlerindeki istisna maddelerini kötüye kullandığı, böylece, 18. Madde’yi ihlal ettiği belirtildi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kararla ilgili olarak, “Bizi bağlamaz. Karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” dedi.
***
Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen: “AİHM, Türkiye’deki demokrasiyi eleştiriyor” dedi; tutuklamanın devamı nedeniyle seçme ve seçilme hakkının ihlaline ilişkin bir kararın AİHM’de ilk defa alındığına dikkat çekti:
“AİHM, ‘Bağımsız olduğu son derece kuşkulu bir yargı var’ diyor. ‘Siyasi nedenlerle içeride tutuluyor’ diyor. Böyle bir karar (5. Madde ile birlikte 18. Madde’nin ihlal edildiğine karar verilmesi) ilk defa oluyor. AİHM açısından da ilk defa oluyor.”
***
Türkiye’nin ihlâl etmekle mahkûm olduğu, AİHS, MADDE 18 şöyle diyor:
“Haklara getirilecek kısıtlamaların sınırlanması
Anılan hak ve özgürlüklere bu Sözleşme hükümleri ile izin verilen kısıtlamalar, öngörüldükleri amaç dışında uygulanamaz.”
***